8 Temmuz 2019 Pazartesi

Bağdat'ı Düşlemek - Haifa Zangana



Adımlarımın Arap kafeleri arasında dolaştığını farkettiğimde önümde bol zeytinyağlı ve bol zeytinli makarna vardı. Sahibinin Katarlı, çalışanlarının Suriyeli olduğunu iş işten geçtikten, bol fesleğenli, zeytinyağlı makarnayla karşı karşıya kalınca öğrendim! Bir kahve söyleyip başladığım kitaba devam etmek istedim. Yıllardır çekildiğim Ortadoğu girdabına dair çarçabuk bitirebileceğim bir yol kitabı diye aldığım, içimi kasıp kavuran Bağdat'ı Düşlemek... Az sonra gelecek VIP araçtan inen guruba takılacaktı gözüm, hepsinin Arap olduğunu düşündüğüm...

Doğduğu topraklarda yaşadıklarını anlatan bir kadın Haifa Zangana... Irak için mücadele etmeyi göze alan, inandığı ideolojinin peşinden giden bir kadın... Bu noktada ideoloji kelimesi kafamda dönüp duruyor. Ufak nüanslarla birbirlerinden kopan, gencecik insanları peşinde sürüklerken zararı mümkün olmayan hasarlar bırakan... Cümleye nasıl devam edeceğimi bilemedim, bildiğim tek şey gençlikte her şeyin mümkün olduğu. O enerjinin işkence, hapis, sürgünle nasıl yok edilip yerini kesif özleme bıraktığında genç bir kadının gözlerini açtığı bambaşka topraklarda yaşadığı o yıkım! Tabii tüm bunlara dayanamayıp hayata çoktan gözlerini yummuş da olabilirdi. Tıpkı acı, özlem içinde yaşamaya dayanamayan anne, babası gibi... Yaşananlar birbirine komşu coğrafyalarda ne kadar da benziyor birbirine... Belirsizliğin hüküm sürdüğü, asla olmaz dediklerimizi kanıksadığımız geçmiş, gelecek ve şimdiki zamanlar...

Kendi zayıflıklarını, başarısızlıklarını, yaşadığı hayatı tümüyle ortaya koyabilecek kadar cesur bir kadın Zangana. İmzalatılan itirafı anlatabilecek kadar. Girişte ve sonunda kitap için nefis yazılar yazılmış, Iraklı olmayan antropologlar tarafından yazılan kadınlara dair kitaplar eleştiriliyor. Kitaplığımdaki böyle bir kitap geldi aklıma. Birilerine atılan taşlar, birlik olunamadığı gibi teslim olmanın yılgınlığı belki... Rusların, Afgan belgelerini yok edişi anlatılıyordu, Kahrolsun Dostoyevski'de, Irak'ta bunun olmadığından bahsediliyor. Yakıp yıkılan bir ülkenin geçmişinin emanet edildiği antropologlar... (Bu sürekli kullanıldığı için kime kızıldığına dair araştırma yapmak istedim) Her neyse bir solukta okumak isterken fazlasıyla yoran, nefes alamama halimden kurtulmaya çalışıp randevuma yetiştiğim bir hatıratı bitiriyorum o gün. Arap kafelerinden birinde...



 Arka Kapak

"Bir şahit Haifa Zangana. 1970'lerde, Saddam Hüseyin'e ve Baas rejimine karşı mücadele eden devrimci bir gurubun mensubuydu. Bu yüzden mahpusluğu, işkenceyi, sürgünü yaşadı. Bu kitapta, kendi geçmişiyle birlikte sevgili vatanı Irak'ın dününü hatırlıyor, bugünü üzerine düşünüyor.

Çok katmanlı, değişik karakterde bir kitap Bağdat'ı Düşlemek. Kurgu ile kurgu dışının iç içe geçtiği, otobiyografik özellikler taşıyan ama yalnızca yazarın anıları olmakla da kalmayan, hareket noktası yerel olmasına rağmen evrensele bağlanan bir metin. İnsan zihninin neyi hatırlamak ve neyi silmek istediği, bilinç ile bilinçaltı, politik mücadele, insanlık ve kadınlık halleri üzerine düşündürücü, yer yer kışkırtıcı, yer yer zorlayıcı bir okuma.

Tutku ve sorumluluk duygusuyla yazılmış Bağdat'ı Düşlemek kendi düşlerimi, belleğin bugüne taşıyabileceği mutluluk ve acıyı hatırlattı. Mutlaka okumalı.  Nawal el Saadawi


Irak'ı işgal eden ABD-emperyal aygıtının yanı sıra, onunla yatıp kalkan bir antrolopologlar ordusu artık Iraklı kadınlar hakkında yazma piyasasını ele geçirdi. Haifa Zangana ise Iraklı kadınlar hakkında yazmıyor. O Iraklı bir kadın. Hamid Dabashi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...