20 Temmuz 2019 Cumartesi

Yüreğimdeki Ülkem - Isabel Allende


Bağdat'ı Düşlemek'in  yazarı Haifa Zangana'nın, İngiltere'de yaşadığını öğrenmek şaşırtmıştı beni nedense. Fransa ya da Amerika'ya gidenlerin hikayelerine alışkın olduğumdan belki... Sonrasında Irak ve İngiltere'nin işgal bağını hatırladım. Aynı şey Isabel Allende'nin, Amerika'da yaşadığını okuduğumda da oldu. Vatanından ayrılmasına neden olan ülkede kurulan yaşamı ve evliliği..
. O da bu konuya değinmiş sonrasında CIA'in yaptığı darbeyi ülkeden ayrılma nedeni olarak görürken Amerika'ya yerleşmesinin ironikliği... 11 Eylül 1973 salı günü Şili'de gerçekleşen darbeden yıllar sonra gene bir 11 Eylül salı günü İkiz Kuleler'in yıkılışını hatırlıyor. Öte yandan aşık olmasına bağlıyor yerleştiği ülkeyi... Aşık olduğu adam bambaşka bir ülkede olsaydı onunla gideceğinden bahsediyor... Gene de garip geliyor bana... Ülkelerini terketmelerine neden olan ülkelere yerleşilmesi, cellada aşık olmak mı bu? Denize düşerken yılana sarılmak diyebilir miyiz?
Gene aynı konuya dönüp dolaşıp gelmeme ne demeli peki? Bu sefer bilinçli bir seçim olmadı işin aslı. Gidenler kalanlar... Yaşananlar aynı, coğrafi konumlar değişirken... Şili'de kalıp kök salmak isterken güvenliği için önce Venezüella'ya sonra Amerika'ya göç eden muhalif bir kadın yazarın hayatı... Ece Temelkuran, Amin Maalouf'u anlatırken gidenlerin anlatıcı özelliğinden bahsediyor. Kendisinin de seçtiği yolun bu olması empati nedeni olmalı, gitmenin nedeni...
 Biraz da yaraları sarmak için yazmak kimbilir... Özleme eklenen suçluluk, unutmamak için kaydetmek ya da duyurarak kalıcılaştırmak... Yazarlığının altını çizmiş Allende, Şili'de kalsa seçmeyeceği bir meslek olarak...
Daracık bir ülkeden bahsediyoruz, hep merak ettiğim. Okudukça diğer Latin Amerika ülkelerinden ne kadar farklı olduğunu öğreniyorum. Aitlikle gelen biricik hissetme her ülkede var sanırım. Dünyada herkes tarafından bilindiği düşünme, ülke olarak kendini çok önemli hissetme... Türkiye'den dışarı çıktığımızda nasıl da hayal kırıklığıyla fark ederiz, pek de bilinmeyen sandığımızdan farklı tanınan bir ülke olduğumuzu...  
"Her yerden uzakta olmak, biz Şilililere özgü bir adalılık zihniyeti vermiş ve ülke topraklarının muhteşem güzelliği bizi kibirlendirmiştir. Kendimizi dünyanın merkezi sanırız. -Greenwich'in Santiago'da olması gerektiğini düşünüzürüz-, kendimizi Avrupa'yla bir tutarak sırtımızı Latin Amerika'ya döneriz. Hep kendimizle ilgiliyizdir, evrenin geri kalanı yalnızca bizim şaraplarımızı tüketmek ve yeneceğimiz futbol takımları kurmak için vardır." Sh 25
Çoğu zaman gülümseyerek okuyorum benzerlikleri, Isabel Allende'nin esprili diliyle anlattıklarını, ülkesini yaralarıyla sevmesini... Okurken Marquez'in ailesini anlatırken kurduğu büyülü gerçekliğin parçasını görüyorum, zevkle, merakla... Sanırım yazarın kitabı Ruhlar Evi'ni okumadan önce hayatına, ülkesine dair yazdıklarını okumak çok iyi geldi... Bir de Şili'yi bir Şili'nin kaleminden öğrenmek...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...