26 Nisan 2019 Cuma

Fotokopiler izler, yazılar - John Berger




"Odaya son giren oydu. Zayıf, uzunca boylu, kırk kırkbeş yaşlarında vardı. Gözlüklüydü, gözleri de hemen dikkatinizi çekiyordu. Keskin bakışlı ve duyarlı, alışılmadık gözlerdi bunlar. Milimetreleri ölçen bir adam derdiniz onu görünce. Elimizi sıkarken bize hoş geldiniz diyen gülümsemesinde de duygularla ilgili kesinlik bilinci vardı. Değerbilirlikle minnettarlık, minnettarlıkla hoşnutluk arasındaki ayrımın ne olduğunu çok iyi biliyordu. Değerbilir bir gülümseyişle bakıyordu bize. Buluşmamızın koşulları, lütfen kendi evinizdeymiş gibi davranın, demesini engelliyordu."

Lacoste Kazaklı Adam, başlığının ardından gelen yukarıdaki betimlemenin nerede geçmesini beklersiniz? Tahmin edin...  

John Berger, okumak, tekrar okumak ve hatta tekrar okumak benim için bir ihtiyaç. Beslendiğim,  her daim yeni bir şeyler öğreneceğimi bildiğim, bakış açısı ve bilgisiyle  şaşırtan çok yönlü bir sanatçı...  Ne diyebilirim, bu minik kitaptaki betimlemeleri okumak çok iyi geldi... Her zamanki gibi...

Arka Sayfa

Bir hayatı oluşturan her şey; siyasetin, iktisadın ve tarihin ötesinde, belki de berisinde, hayatlarımızı yaşanmış, yaşanılır kılan küçücük şeyler; günlerimizi ören, bizleri var kılan detaylar... İşte bunların kaydını tutmuş John Berger...

Sözcüklerle çıkardığı bu "fotokopi"lerde kendisinde sevgi dolu bir iz bırakmış kişileri anlatıyor. Bir yabancıya uydurduğu masallarda yaşayan Kathleen'i; hayatının son göçünü de Le Corbusier'nin tasarladığı evden yapan André'yi ; "Yeni yasarım, şaşırmak!" diyen Cartier-Bresson'u; bütün kısraklarına aynı adı veren Théophile'i; anlaşılmaz biçimde akıcı ve güzel resimleriyle Abidin Dino'yu; dağlarda bile mizah duygusunu kaybetmeyen Subcomandante Marcos'u...

Ve yavaş yavaş, hiç bir araya gelmez sanacağınız bu insanları Berger'in kaleminden tanırken, yazarın istemeden eleverdiği otoportresi de belirmeye başlıyor gözlerinizin önünde.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...