Bir yaşa geldiğinizde hayatta en önemli şeyin sağlık olduğunu
öğreniveriyorsunuz. Ama insanız ya hayal etmeden de duramıyoruz ille de daha
iyisi için. Önceleri başımızı sokacak ev, sonra yetmez oluyor. Biraz büyüsün
diyoruz, sonra onun da eksiklerini bulup hayal listemize ekleyiveriyoruz. Kendi
adıma rüya evim ruh halime göre değişiyor. Ya da daha çok hastanelerin ne kadar
büyük sorun olabileceklerini yaşadıktan sonra mı değişir oldu demeliyim? Her ne
kadar şehrinizde özel hastaneler yeterince var gibi gözükse de riskli hastaları
nasıl da almadıklarını, kapı kapı dolaştırdıklarını çok iyi bildiğim için
büyükşehir aklımı çeliyor doğrusu.
Büyükşehre yakın bir çiftlik mi istediğim o zaman? Kocaman
bahçesinde envai çeşit ağaçlar, kocaman bir gül bahçesi, yaseminler, melisalar.
Tüm bunları tek başıma yaşatamayacağıma göre yardımcılar. İnekler, keçiler,
tavuklar… Hayal bu ya, kim tutar beni J Ve çok çok çocuklar… Kendimin olmasa da
koruyucu ailelikle gelen o cıvıltı ne kadar çok yakışır doğaya… Yakınından
şırıl şırıl dere geçen bir çiftlik… Son zamanlarda zihnim o kadar olumsuz
işliyor ki geleceğe dair bu tip hayaller kurulamazmış gibi geliyor sıklıkla. Doğa
kalacak mı, bunca hoyratlığa rağmen bize nimetlerini sunmaya devam edecek mi, belki şimdiden düşünmenin anlamsız olduğu sorular gidip gidip geliyor
aklıma. Gene de hayal etmek güzel şey. Tabii ki bu çiftliğe komşular da lazım.
Dinmeyen cıvıltıların eşlik ettiği, kendinize ait bir yer. Fiziksel ve zihinsel
üretebileceğiniz, paylaşabileceğiniz, neden olmasın!
“Hep hayalini kurduğunuz evde yaşıyor olsanız nasıl bir şey olurdu onu yazın” diyor 13.gün konusu.
Ve tabii ki böylesine güzel bir çiftlikte her daim börekler
pişsin istiyorum. Mesela otlu gül börekleri. Son zamanlarda kolay geldiği için
sıklıkla yapar oldum büyük gül börekleri. Sofraya keserek koyuyorum, rahat
oluyor benim için. Bu karışımda ısırgan vardı. Saplar kalın geldiği için
yıkadıktan sonra yaprakları ayıkladım ve sadece yaprakları kullandım.
Karışımdaki diğer ot olan ebegümecinin de saplarını kestim biraz. Pazı ve
pırasa zaten hep kullandığımız sebzeler.
Otlu Gül Böreği
100gr civarı kıyma
1 kg civarı karışık ot (ısırgan, ebegümeci, pazı, pırasa)
1 çorba kaşığı tereyağı
1 tatlı kaşığı sıvıyağ
1 adet ufak soğan
1 diş sarımsak
Tuz
Pulbiber
Kimyon
6 adet hazır yufka
½ su bardağı sıvıyağ
½ su bardağı süt
½ su bardağı su
2 yumurta ( akı otlarla içine, sarısı böreklerin üzerine)
Çörekotu
Otlar sirkeli suda iyice yıkanıp, ayıklanır, doğranır. (Isırgan
otu ayıklanırken eldiven kullanılması gerekiyor.) Yağda kavrulan kıymaya küp
küp doğranan soğan ve ince doğranmış pırasa eklenip çevrilir. Diğer otlar ve
baharatlar da eklendikten sonra biraz daha çevrilir. Ocağın altı kısılır, suyunu
çekmişse biraz sıcak su eklenerek pişirilir. Böreğin içi soğumaya bırakılır. İçine
yumurta akları karıştırılır.
Yufkalardan biri tezgahın üzerine serilir. ½ su bardağı su, süt,
sıvıyağ karışımı ile ıslatılır. Yufka tazeyse çok da sürmeye gerek yok, iyice
yumuşayıp sararken yırtılmaması için. Diğer yufka da üzerine serilerek aynı
işlem yapılır. Yufkalar ortadan ikiye çapı boyunca kesilir. Bu kısma harçtan konulur.
Böreğin harcının fazla olmasını sevsem de fazla koymamalı, bu da yırtılmaması
için bir önlem. Harç konulan yerden yuvarlanarak rulo haline getirilir. Bir
ucu içe doğru sarılarak gül haline geliyor ve yağlanmış ya da yağlı kağıt
serilmiş tepsiye dizilir. Üzerlerine yumurta sarısı sürülüp, çörek otu
serpilerek önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında kızarıncaya dek pişirilir.Evdekileri memnun edecek böreklerden biri nar gibi kızarmış sofraya servis edilir.
Ah Mine'cim, kesinlikle hayaller de zamanla yaşadıkların, yaşın getirdiği yorgunluk, yıllarca belki dişini sıkmalar yada zaruretlerle renk değiştiriyor...
YanıtlaSil( evet ya gençken herşey mümkün herşey uzak!
SilYeterli konu olsun. Yazmak ne güzel.
YanıtlaSilEline sağlık
bence de )
SilBöreğin nefis olmuş ama hayalindeki ev daha da nefis Minecim.
YanıtlaSil