Zamanın derin çizgilerle
ödüllendirdiği yüzü, sıcacık gözleri, telaşsız konuşması neden olmuştu biraz
daha kalmak istemesine. Dinlemek, o huzurlu hali biraz daha yaşamak istedi
kadın. Mis gibi ekmek kokusuyla uyanmak, pencereden gördüğü yeşil dünyaya biraz
daha doymak iyi gelecekti biliyordu.
O sabah erken kalktı yardım etmek
için, izin vermedi. Bir yandan hamur yoğurdu bir yandan anlattı, yıllardır
dillenmemiş sözcükleri salıvermenin, gözlerinin içine bakıp ilgiyle
dinleyen birine anlatmanın keyfiyle. Evi saran o nefis kokular eşliğinde biri
anlattı, öteki dinledi. Kah gözleri doldu, kah isyan etti, kah sevinçten
kahkahalar attılar birlikte. Sözcüklerin ve konuşan ellerin derin çizgilerinde
kayboldular. Küçücük yaşta gelin gelinen evde ayakta
kalabilmiş bu güçlü kadına hayranlıkla baktı hep. İki büklüm olsa da çevresindeki tüm acıyı içinde bir yerlerde yok ederek, huzur yayıyordu
etrafına. Yaş aldıkça kabuk bağlayan onca şeyin yaydığı bir
bilgelikten mi yayılıyordu bu huzur? Yoksa vaktinden erken gitmişlere kavuşabileceği umudunun giderek artması mıydı, bu kadar sıcak, insanın içine işleyen bakışlarının nedeni? Bilemedi, dinledi, birlikte ağladı, güldü...
12., sevdiğiniz birini anlatıngününde kalmıştım. Nedense içimden öyle yazmak gelmedi.Zaten amaç yazmak,
pıratik yapmak değil mi? Birkaç satırla hem etkinliğe dönmüş hem de parmaklarımla, zihnimin
pasını almış oldum. Verimli geçecek, güzel haberlerle dolu, sağlıklı bir hafta dileklerimle...
yüreğine sağlık
YanıtlaSilteşekkür ederim
Sil