17 Aralık 2013 Salı

Çamurun İçinde...

“Fırtınalı ve karanlık bir geceydi.”

Göğsü sıkışıyor, acının şiddeti nefes almasını gittikçe zorlaştırıyordu. Çamurun içinde iki büklüm öylece kalakalmış bilincini yitirmek üzereydi. Aniden çakan şimşekle dehşet içinde çevresine baktı. Acı ve karanlık görmesini, düşünmesini engelliyor, neler olduğunu hatırlamaya çalıştığında çamur, panik, korkuyla burun buruna geliyordu her seferinde. İşte kulakları sağıreden bir şimşek daha. Yakınlara düşmüş olmalı. Şimşekle birlikte acısı biter miydi? Kendini çamura bırakırken bir sonrakinin hedefi olmayı diledi belli belirsiz.


Hissizliğe iyice bulanmış kalkmalıyım diye güç toplamaya çalışırken bir sıcaklık hissetti göğsünde. Hızlı hızlı nefes alan, belli ki çok korkmuş bir sıcaklık. Onu bir kaya sanıp sığınmıştı işte. Masallardaki gibi! Gülmek mi? Bilincinin oyun oynadığını düşündü.. Oysa sıcaklık iyice dertop olmuş göğsünde. Gözlerini açtı bir çift göz, ikisini de irkilten. Kolunu kaldırmaya çalıştı, ıslak tüylere dokundu, evet bir yavruydu. Anacığını kimbilir nerede kaybeden ürkmüş bir yavru. Parmağını uzattı, sıcacık yalamaya başladı minicik yavru.


Yok gitmez "Fırtınalı ve karanlık bir geceydi" cümlesiyle başlayan 14.gün yazısı bir yerlere, en iyisi keseyim sıcacık bir çorba ikram edeyim herkese…  

1 yorum:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...