8 Eylül 2013 Pazar

Laura Diaz'lı Yıllar - Carlos Fuentes

Carlos Fuentes okuduğum ikinci kitabıyla kurgusunu, konularını sevdiğim yazarlar arasına girdi. Ama okurken arada bir yoruyor. Özellikle Laura Diaz’lı Yıllar’da çok fazla isim olması bölgeye yabancı benim gibi biri için okunması ya da dönemin anlaşılabilmesi açısından zor gelebiliyor. İsimlerin tanıdık olabilmesi için birkaç satırla da olsa Meksika tarihini okumak iyi geldi.

Kendi adıma özellikle İkinci Dünya Savaşı’nın Meksika’ya hatta Amerika’ya etkileri hakkında pek fikrim yoktu. İspanya’da Rusya’yla müttefik olarak savaşan Amerikalıların daha sonra komünist damgasıyla cadı avına kurban gittikleri ya da bu cadı avının boyutlarını tam olarak fark edememişim sanırım. Meksika’da ise plantasyonlardan yani kölelik sisteminden, mal varlıklarının ellerinden alınmasına,  tarlalardan alınanların ucuz işçi olarak çalıştırılmasına, iç savaşın 11 yıl sürmesine, her dönemin kendi zenginlerini yaratmasına kadar bir hayat eşliğinde birçok şey öğreniyorsunuz. Almanya’dan Meksika’ya gelmiş dedesinin kurduğu bir yaşamda gözlerini açan Laura Diaz’ın hayatı eşliğinde… Çocukları dahil kimse için fedakarlık yapmamış, hayatı geldiği gibi aşklarıyla yaşamış. Son döneminde ise sanatıyla başarıya ulaşmış bir kadın eşliğinde…

Bu arada Hitler ve Stalin karşılaştırmaları bugüne kadar aklıma belki gelmiştir ama bu kadar net hiç düşünmemiştim. Hitler kötülüğün timsali, Stalin ise iyilik için kötülük yapan bir adam mı ? İspanya’da olanlar,  İspanya’dan Meksika’ya sığınanlar, Amerika’dan Meksika’ya sığınanlar, Soğuk Savaş’ın etkileri, bizden yardım isteyen Struma gibi Yahudi yüklü bir geminin Amerika ve Küba tarafından geri döndürülüşü, hiç suçu olmayanların akıbetleri, Amerika’nın sanayi devriminin gerçekleştiği kentlerin yakın zaman halleri… En iyisi arka kapakla kapatmak bu yazıyı….


“Laura Diaz’lı Yıllar, Meksika’nın yakın tarihini bir kadının gözüyle ele alan, geniş kapsamlı, çok boyutlu bir başyapıt. Carlos Fuentes kahramanını tarihin atına bindirerek 20. Yüzyıl Meksika’sının toplumsal ve ekonomik değişimleriyle, “sözde” Devrimci Parti’nin yetmiş yıllık iktidarı boyunca birbirini izleyen ayaklanma ve baskı dönemleri arasında dörtnala koşturuyor.Yıllardır yapıtlarında Meksikalı kimliğini anlatmayı görev bilen Carlos Fuentes, bu kez destansı bir roman kurgusu içinde Latin Amerika’nın geçirdiği evrimi, sosyal ve ulusal bir devrim olarak başlayıp yozlaşmayla sona eren neredeyse yüz yıllık bir dönemi ele alıyor. Varlıklı dedesinin kahve plantasyonunda dünyaya gelen Laura’nın babası bankerdir, ağabeyi ve kocası ise devrimci mücadelenin içinde yer almışlardır. Oysa kısa sürede devrim yozlaşacak ve çökecektir. Romanda Meksika’nın yakın tarihi işlenirken, aynı dönemde Avrupa ve Kuzey Amerika’daki toplumsal değişimler de romana ustaca katılmaktadır. Amerikan Sanayi Devrimi’ni yakından izleyen ve resimleyen Diego Rivera ve eşi Frida Kahlo ile Meksika’da öldürülen Troçki’yi de kahramanlarının arasına katan Carlos Fuentes, okuru İspanya’daki büyük iç savaştan Almanya’daki toplama kamplarına,Amerika’daki McCarthy’ci akımdan aynı dönemin ünlü aydınlarına kadar pek çok olay ve kişi arasında gezdirirken, yıkımlar, umutsuzluklar, yolsuzluklarla çalkalanan bir ülkede onuruyla ayakta kalmayı başaran yürekli bir kadının öyküsünü anlatıyor.” Arka Kapak 

4 yorum:

  1. İlginç okumalı. Paylaşım için çok teşekkürler. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dünyanın öte yanında neler olduğuna dair..

      Sil
  2. sevdiğim insanların sevdiği kitapları hep merak ederim.
    ama emin olamadım bu benlik mi değil mi?
    :)
    biraz sabırla okunmalı gibi geldi bana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. harikasın ... olayları tarihe yerleştirmek isteyince oluyor olanlar : )

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...