Divriği gezimizde bizi ilk olarak
Erzican’ın Kemah ilçesi karşıladı. Tarihi dokusu zengin olsa da doğal kaynakları yetersiz olan Kemah, hızla
nüfus yitirmekte olan yerleşim alanlarımızdan. İlk durağımız sarp dağlar
arasında nazlı nazlı akan yeşil Karasu. Bizi Kemaliye’de göreceğimiz Karanlık
Kanyon’a hazırlıyor sanki. Burada 2001 yılında kaybettiğimiz şehitlerimiz için
bir anıt var.
Ayazma Vadisi’nde dere kenarından
kale kalıntılarına doğru gidiyoruz. Kaya üzerinde terk edilmiş bir ev. İskeleti
hala duruyor. Çıkmasıyla hoşuma gidiyor. Kemaliye’de de göreceğim gibi evler
hep çıkmalı…
Kim bilir kimlere ev sahipliği
yaptı derken kale suruna geliyoruz.
Üst kısımları kıvrımlı. Benzerini daha sonra Divriği’de
de göreceğim. O dönemde nehir kenarları yönlendirmiş yerleşimi. Dolayısıyla
sarp kayalar üzerinde suya yakın yapılmış bu kaleler. Arkasından yürüyüp içine
doğru gidebilirmişiz ama uzun bir yol olacağı için gitmedik. Belki bir dahaki
sefere, bir yürüyüş yolculuğuna kısmet olur diye geçiriyorum içimden. Sahi
neden olmasın ?
Mengüceklerden kalan türbe
sonraki durağımız. Tuğla olması konusunda uyarıyor rehberimiz. Gerçekten her
tarafı taş olan bir yerde tuğla bir yapı, İran’dan getirilen özelliklerden
olduğunu ekliyor daha sonra.
Çatıları sekizgen onarırken saçla
–metalle- kaplamışlar.
Eski mezar taşlarındaki detaylar
hoşuma gidiyor. Sarıklarından süslerine hepsinin birer anlamı var. Bu süslerin
anlamı neydi diye düşünüyorum. Sahi eski mezar taşlarıyla ilgili bir kitap
alacaktım nedense baktığım halde sonraya erteledim. Ah bu ruh halim …
Burada ağaçlar altında dinlenme
yeri de var. Az biraz soluklanıyoruz. Kemaliye'ye doğru yola devam...
Ne hos görüntüler.
YanıtlaSilSevgiler
Nesrin
Teşekkür ederim
YanıtlaSil