10 Temmuz 2013 Çarşamba

Hüzünlü Divriği'den Sivas'a Doğru



Bu geziye çıkma amacım Divriği Ulu Cami’yi çok merak ediyor olmamdı. Ve işte bir sabah doğu kapısında Hocamızın anlattıklarını dinliyordum. Bu arada yerlerdeki tozlar dikkatimi çekti, sanki bir inşaattan kalmaydılar.



Çok geçmeden nedenini anladım, fotoğraftaki sevimli kuşların marifetiydi bu tozlar.Böylesi bir tarihi yapıda serçeleri, kumruları görmek  hatta fotoğraflamak insanın çok hoşuna gitse de 

Yapıyı oyarak zarar veriyor olmaları affedilemez galiba… 

  
Yukarıdaki fotoğraftaki boşluklar bu sevimlilerin marifetleri, üzülmemek elde değil … 


Kapı işlemelerindeki çift başlı kartalı görmek ise paha biçilmez! Sivas’ta dayanamayıp çift başlı kartal ebrusu aldım. Bir anı… 


Divriği Ulu Camii Mengüceklilerden kalma. Yapımı Ahmet Şah’ a ait. Doğudaki kapıdan sultan girermiş. Oldukça yüksekte olan bu kısım içeriden sadece pencere olarak gözüküyor ve ahşap direkleri kalmış. 


Bir üstteki fotoğrafta üst detayı gözüken, kuzeydeki taç kapı insanı heyecanlandıracak kadar güzel olan kısımlarından. O kadar çok detay var ki. Üst  üste gelen detaylar derinlik hissini arttırıyor.Hocamız anlatırken detaylar daha da heyecanlandırıyor insanı. Üst üste yapılmış yaşam ağaçları, lotus çiçekleri. Kenarlardaki alevli şamdanlar…
 Veee yazılan isimler… Böylesi bir esere zarar vermenin ne demek olduğunu öğretemediğimiz için suç bizde olmalı …


Batıdaki taç kapıların önünde dar bir mesafe var, fotoğraf çekmek, izlemek için ama kuzeydeki kapının önünde alan yok, üstelik bunca yıllık taşlara yakışmayan bir duvar yapılmış. Neyse bir dahaki sefere duvarın üstüne çıkmaya niyetliyim daha iyi seyredebilmek amacıyla. Üstteki fotoğraf ise geniş avludaki iki batı taç kapısından biri. Anlatılacak o kadar çok şey var ki mesela cami içerisindeki tonozların her birinin farklı oluşu, tavandaki işlemeler, nefis ahşap işlemeli, imzalı mimber… 

Camiini hemen yanında Turan Melik Darüşşifa’sı var. O dönem yapılarında tavanda bir açıklık ve yanlarda pencereler var. Bunlar her ne kadar Ulu Camii’de görüntüsü pek hoş olmayan bir şekilde kapatılmış olsa da Sivas’taki Şifaiye Medresesi’nde görmek hoşuma gitti. Darüşşifa o dönem pisikolojik sorunları olanlar için hastane. Bu arada aklıma gelmişken Ulu Camii de bir yerleşim merkezindeki tüm cemaatin toplandığı camii demektmiş. Her şey düşünülmüş bu yapıda Darüşşifa’nın içinde alana yağmur biriktirilmesi örneğin.



O dönemde işlemeler çok ileride. Mengüceklerin bayındırlık ve sanata değer vermeleri ve böylesine bir yapıyı bırakmaları öte yandan bizim çok da iyi koruyamıyor olmamız çok üzücü geldi. Yalnız benim değil tura katılan herkesin canı çok sıkıldı. Böylesine bir mirası koruyamıyor olmamız.


Ulu Cami Dünya Mirası listesinde olsa da tek tarihi eser değil Divriği’de. Urartular’dan kalma bir kale var, kartal yuvası gibi konuşlanmış tüm heybetiyle. 


 Arada bir vadi var ve karşısında  Mengücek Kalesi bulunmakta. Kalenin içinde Kale Cami var. Onun da eski haline bakıldığında onarılmış hali biraz hayal kırıklığı yaratıyor. 

Öte yandan kaleleri gören parktan direk karşıya bakın aşağıya doğru bakarsanız tam bir çöplükle karşılaşıyor insan. Kendi adıma inanamadım. Peki ya kalenin biraz altında yapılan mezbaya ne demeli. 
Bu iki kafadar Kale’nin hemen arkasındaki uçurumun kenarındalar.Ben aşağı bakamazken onlar aşağı iniverdiler bir anda. Divriğili olan rehberlerimizden biri eskiden evlerinin burada olduğunu inekleri burada otlattıklarını bazen ineklerin dar alandan geçerken uçurumdan düştüğünü anlattı. Bir yeri anılarla dolaşmak çok hoş. 


Yemeğimizi Ayanağa Konağı’nda yedik.Konaktaki detaylar o zamanki yaşama dair güzel ipuçları eriyor hele tavandaki nefis işçilik.  Divriği pilavı nefisti. Pişim şekliyle İskilip’teki pilava benzettim ama görüntüsü daha farklıydı. Öte yandan ertesi gün yediğimiz İç’i denemek istiyorum ara vermeden. Bu arada yukarıdaki fotoğraf Ayanağa Konağı değil, yolda çektiğim evlerden biri...


Divriği bir  maden kasabası. Demiryolu 30larda karayolu ise  70lerde gelmiş ancak. Böylesine zengin bir doğal kaynağa yani” mıknatıs madenine” sahip bir kasabanın daha iyi korunmuş olmasını diliyor insan. Umarım hak ettiği şekilde korunur. Tekrar buluşmak üzere diyorum.

Bu gezimizin asıl teması Divriği olsa da Kemaliye’yle tanışmak bir sürprizdi benim için. Sivas Meydanı’nı görmek de öyle. Çift Minareli Medrese, Şifaiye Medresesi, Buruciye Medresesi meydanın tarihi eserlerinden. 


Şifaiye Medresesi’nde Divriği’deki Darüşşifa’da gördüğüm kadın ve erkek detaylarını tekrar gördüm. Oradakinin aksine burada sadece erkek olan tahrip edilmiş.

Buruciye Medresesi kafesi, sanatçılarıyla vakit geçirmek isteyebileceğiniz bir yer. Ben de ebru sanatçısı Süleyman Doğan Bey’le tanıştım.

 Süleyman Bey oğluyla çalışıyor. Doğal boyalarını Divriği’den getiriyormuş.


Bana boya şişelerini tutturdu. Demir tozu olanı tuttuğumda o minicik şişenin ağırlığı çok şaşırtıcıydı. 


Ah az kalsın bu iki nefis köprüden bahsetmeyi unutuyordum. Biri 800 yıllık diğeri 80 yıllık! Sizce hangisi 800 yıllık ? 

11 yorum:

  1. Seninle fotoğraflarda gezmiş oldum , çok ilgimi çekmiştir Sivas , ilgi çekici değişik bir yer olup farklı insanları vardır canım esere adlarını çizenlerden belli değil mi zaten , pek çok farklı kültürü de benliğinde barındırır , paylaşımların için teşekkürler sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eserler görülmeden olmayacaklardan... Ulu Camii hele...

      Sil
  2. Pilavı annem super yapar. İçe de nen bayılırım. Camiye gelince maalesef korumayı pek bilmiyoruz. Kliseyi gormediniz mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalenin içindekini mi diyorsun? Bir duvar falan kalmış fotosunu koymadım mezbaha yapılırken yıkmışlar epey bir, yanlış anlamış olmalıyım diye hala düşünüyorum

      Sil
  3. Kuşların yaptığı bir tarafa ama insanların verdiği zararlar çok sinir bozucu cidden..Resimler harika ,gezilecek görülecek bir yermiş,ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ulu Camii görülmeden olmaz tekrar gitmeyi çok istiyorum

      Sil
  4. Mine hanım,
    Bir Divriğili olarak kendimden utandım, ben hiç görmedim sadece anlatılanlarla büyüdüm hep annemin babamın hayat hikayelerini dinledim, ne kadar fotoğraflara baksam da, anlatılanları dinlesem de hayalimde hep onların anlattıkları var. Biz
    Mengüceklerin soyundan geliyoruz, hayalimde var olan Divriğiyi göremeyeceğimden, korktuğumdan gitmeyi hep erteliyorum. Divriği'deki eski eserler dünya mirası olarak kabul edildi ve ilk yapılan çalışmalar beğenilmediği için yeniden çalışmalar yapılacak diye biliyorum. Divriği pilavı gerçekten çok lezzetlidir, İç tüm Divriğililerin en baş yemeğidir, aslında tam bir diyet yemeğidir bulgur ve yeşilliklerden oluşur gece gündüz yenir, eskiden yaprak sarması gibi yapılıp hamamda bile yenirmiş, Divriğili olmayan gelin ve damatlara önce İç yedirilir bazıları ilk ekmekle yer,şimdiye kadar sevmeyen pek görmedik, Ramazanda en çok özlenen iç'dir, iftardan sonra hemen azıcık yapılır yenir, anlayacağınız iç Divrikliler için vazgeçilmez olmazsa olmaz bir yemektir.
    Oraya gitmiş olmanız , fotoğraflarınız, anlatımınız çok güzeldi yabancı birinin gözünden görmek mutlu ediyor . Sevgiler.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mengücekler sanata değer veren bir ülkeymiş bu yapılar mesela camii 2008e kadar ohaliyle gelmiş ve restorasyonda batırmışlar
      Neredeyse bizim modern camiler gibi değerleri hele Ulu Cami'nin değeri bilinir mibilemiyorum
      Mesela Cürek'te hayalet bir Mah var tamam orada madencilik yapmak yerine aşağıda yapmak daha ekonomik belki ama başka şekilde değerlendirilebilir öğrenciler yurt dışına kamplara gidiyorlar neden buralarda da öyle bir şey yapılmasın ....
      Divriği büyüsünler yola çıkıp övgüyü Kemaliye de bırakmak iyi mi bilemedim yani Divriği için

      Bence gidin ve sahip çıkın

      Sil
    2. Divriği büyüsüyle olacak )

      Sil
  5. Bu geziyi yapmanın tam da zamanı. Kuşlardan önce 2 ayaklı yaratıkların verdiği zarar daha fazla bence. Bir de ne çok vakitleri varmış insanların nasıl uğraşmışlar bu kadar detayla, oymayla değil mi? harika bir gezi olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mengücekler çok iyi bu konuda ulu camii büyülüyor bir yandan üzerken ... Tekrar gideceğim ben de hayırlısıyla....

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...