Birbirinden alakasız
görünen, ölümün soğuk, itici yüzüne doğru hızla ilerleyen
yüzler... Ne çok insan, ne çok detayla anlatılmış, yoruluyorum
okumaktan. İçim sıkılıyor. Oysa tek tek okuduğunda nasıl da
burkuyor hepsinin hayat hikayesi. Mutsuz, zorunlu hayatlar, ayakta
kalmaya çalışan insanlar.
Erkekse büyük çocuk, hele de baba çekip gitmişse, es kaza anne bir tutam mutluluğa bulanmışsa, biraz nefes alıp yüzünde gülücükler açıyorsa... Ne kadar kolay tetiklemek bir çocuğu, temizlemek namusu, karanlık zindanlar gibi nem ve dışkı kokan zihinlerle devam etmek yaşamaya... Farklı yüzler aynı hayatlarda, defalarca yokoluyor gereği yapıldı damgasıyla... İnsanın bir yanı kırılıyor, yapıştırsan nafile, öylece bakakalıyor. Kırık dökük hayat, devam ediyor...
Ben okumam herhalde bu kitabı. Canlı şahidi olduğum şeyler var burda.. tekrar sıkılmak, dönmek istemiyorum o dünyaya:(
YanıtlaSilbu kitabı çok merak etmeye başladım, herkesin dilinde:)))
YanıtlaSilDelianne; gerek yok bence de...
YanıtlaSilHerbiRenk; bazen yorucu olabiliyor...
bir de en büyük ablaları kaçtıktan sonra başına gelene çok burkuldum, ah bu namus meseleleri : (
YanıtlaSilDaha okumadım ama kadın olup okumak çok daha iç burkucu olacak herhalde.
YanıtlaSilsağol.
Kitapkurdu olmaya namzet anne Çiğdem
OğlakKızları; hani bir olay çevresinde olup bitenlere aslında ne çok insan etki edebiliyor, hiç kimseyi suçlayamıyor mu insan sonunda ne bilemedim ...
YanıtlaSilben de şu anda severek okumaktayım, çok az kaldı... (bayram ziyaretleri nedeni ile pek fırsat ayıramadığımdan bitiremedim:( sabırsızlanıyorum sonu için...
YanıtlaSilkıskanıyorum seniii, ne güzel okuyorsun hep, her şeyi her şeyi :)))) süpersin :)
YanıtlaSilÖzge;sonu çarpıcı diyebilirim
YanıtlaSilZennube;yahu sen de okuyorsun ...