5 Şubat 2021 Cuma

Yaban - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

 

"Bu gelenler öyle düşman orduları falan değilmiş. Avrupa adlı bir Kraliçe'nin bizi çetelerin elinden kurtarmak için gönderdiği yeşil sarıklı evliyalarmış.

Bu Kraliçe, bizi kurtardıktan sonra İslam olacakmış. Yüreğine öyle doğmuş. Kemal Paşa'nın ne yazık ki, bundan haberi yokmuş. Çünkü etrafını, birtakım uygunsuz adamlar sarmış; bunlara "mahpus" derlermiş. Her biri ipten kazıktan kaçmış, kötü kişi imiş. Bütün memleketi bunlar haraca kesmişler. Vergiyi, aşarı alır, kendilerinden yerlermiş.

İşte, şimdi bütün bu musibetlerden kurtulacağımız gün gelmiş. Zaten, yeşil sarıklı evliyalar ne tüfek kullanırmış, ne top. Bir okuyup üfürdüler mi, önleri dümdüz olur yürürlermiş". Sh121

"Düşman, tee İzmir'de idi, sağdan sataştılar, soldan sataştılar. Herife rahat vermediler. Buralara kadar gelmesine sebep oldular. Ne diyeyim bilmem ki, Allah sebep olanları..." Sh152

 

Orta Anadolu'da, Haymana Platosu'nda bir köy...  Porsuk Çayı bir yanda, Ankara uzak bir yanda... Birinci Dünya Savaşı sonrası... Bozkırda, tepelerin arasında tek kollu bir subay. Dünya Savaşı'ndan sonra, Paşa babasının konağını satıp, emir eriyle Anadolu'ya gelmiş. Uğruna savaştığı insanlarla bir olmak, yaralarını birlikte sarmak için. Yalnız kalmaktansa canını ortaya koyduğu Vatan'ında saygı, sevgi görmek, faydalı olmak isteğinde...

Bozkırın ortasında, kuş uçmaz kervan geçmez bir köy. Ağasından, imamına, çavuşundan, kadınlarına, şeyhinden sert çocuklarına, gülmeyen bir dolu insan. Küçücük dünyalarından ötesini bilmeyen, yaşam savaşını bozkırın ortasında, bozkır gibi düşünerek veren insanlar. Ve onlara katılmak isteyen bir aydın! Bugün yazılmış duygusu sıklıkla zihnimi ele geçiriyor okurken, oysa yüz yıllık bir romandan bahsediyoruz. Ana fikri, aydın ve köylü arasındaki uçurum, cahillik, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyen halk gibi cümlelerle açıklamak kolay. Bu yorumu yazdığım 6 Şubat 2021'de dünya pandemiyle sarsılıyor. En başında, "yaşlıları etkiliyor covid, bize bir şey olmaz nasılsa" diyenler mi dersiniz ya da "bana bir şey olmaz" deyip yaşamına normal devam edenleri mi? Bozkır o güne kadar  savaş görmemiş, uzaktan gelen top seslerini, uçakları oyun gibi algılıyor. Kitap okuyan insan görmemiş, gece yarısı kitap okuyan bir insanı yargılıyor. Dünya pandemi mi görmüş ne olacağını kestiremeden devam etmek istiyor günlük yaşamına... Hala kitap okuyor muyuz da eleştiriyoruz. Pandemi rakamları geçmedi mi milyon dolarlık futbol skorlarının yerine?

İnsan, toplum içinde, toplumla birlikte yaşayan varlık olduğunu kabul edip ona göre yaşamaya başlar mı dersiniz? Bireysel çıkarların önüne koyabilir mi toplum çıkarlarını? Olur mu dersiniz? Yüz yıldır bir şey değişmemiş olması, imkansızı mı anlatıyor sizce? Bir dolu soru, bir dolu konu, güçlü bir kitabın ardından...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...