Saraybosna Suikastı - Georges
Perec
Raflar arasında Saraybosna adına
mıknatıslanarak aldığım bir kitap. Diyeceksiniz ki ama yazarı? Evet, hiç
"e" kullanmadan yazılan bir kitabın varlığından haberdardım ve evet,
yazarın fotoğraflarına rastlamışlığım vardı ama günümüz yazarlarına benzetmiştim,
Alain De Botton, Frédéric Beigbeder gibi
mesela... Tipi öyle değil mi kabul edin
ya zeka fışkıran bakışlarına ne demeli?
Oysa romanın hiç "e" kullanılmadan
yazılmasının nedenini, doğum yılını öğrendiğimde, böylesi bir trajediye verilen
inanılmaz tepkinin etkisinde kaldım. Yazarken, acının sağaltılmasına çalışılmıştı
belli ki... Samanlıkta iğne aramak gibi alfabede bir harf olmadan yazılanlar,
ya o ırk olmadan dünya yüzeyi nasıl olurdu sahi?
Saraybosna Suikastı'nın konusu gene
savaşa dair olsa da farklıydı. I. Dünya Savaşı'nın başlangıç nedeni olan suikastı
tabii ki biliyordum ama anlık farkındalıkla suikasttan 80 yıl sonra gene
Bosna'da olanlara gitti aklım. Daha önce hiç farketmediğim yani bağlantı
kurmadığım iki olay... Aklımdaki git geller, Sırplar, Boşnaklar, Yugoslavya,
Avusturya Macaristan, Almanya... Balkanlar, Avrupa, Müslümanlar,
milliyetçilik...
İlk sayfalardan itibaren sürekli
Yugoslavya'dan bahsedilmesi yaşı benim gibi olanlar için ne garip bir duygu
değil mi? Çok çocukken SSCB, Yugoslavya, Brejnev, Tito hep olacak gibi gelirdi.
Çocuk zamanının sonsuzluğu, ne garip... Ufacık bir kitap ve hissettirdikleri
henüz konusuna girmedim bile. Kurgunun zeka kokan çok katmanlı yapısıyla
toplumsal ve bireysel öğeler... Georges Perec muhteşem! Üstelik henüz ilk
romanı! Aşık oldum sanırım...
Arka Kapak
Fransız edebiyatının ele avuca
sığmaz yazarı Georges Perec'in, yakın zamanda ortaya çıkan elyazmaları
sayesinde "ilk romanı" niteliğine kavuşan Saraybosna Suikastı tarihin
soğuk gerçekliğiyle iç içe geçen haris bir aşk ve kıskançlık öyküsü.
I. Dünya Savaşı'nın müsebbibi
gösterilen Fransız Ferdinand suikastıyla, tutkulu bir aşığın kurduğu sinsi
kumpas adım adım birbirini izler. Psikolojik tahliller metnin ana hatlarını
çizerken Perec anlatıcı-yazar rolü üstlenir ve ilkgençliğinde çıktığı
Yugoslavya seyahati göz önünde bulundurulduğunda, otobiyografik anlatıyla
kurmaca arasında salındığı anlaşılır.
Çok katmanlı kurgular barındıran
deneysel ve derinlikli yapıtlarıyla kültleşen Perec'in edebi dehasının ilk
filizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder