İlkokul birinci sınıfta
"yeter bu kadar oyun biraz da ders çalışalım" diye kendi kendine
söylenen bir çocuk hakkında ne düşünürsünüz? Sıkıcı mı dersiniz? Yoksa zaten
bütün günü bahçe ve sokakta oyunla geçen
bir çocuğun, merak dürtüsüyle farklılıklara yönelmesi midir? Ve bu çocuk büyüdükçe nasıl olur sizce? Azıcık
ciddi hatta sıkıcı olduğum doğru sanırım. Öyle ki karikatürlerle bile pek aram
olmadı çoğu zaman.
Bu seri bir süredir elimde olmasına rağmen, en son çıkandan başlamam belki de karikatürle barışmak istememdendir kimbilir... Senin hoşuna gittiyse ciddi mi karikatürler diyorsunuz? Yok canım, bana da bir şans verin. Gayet eğlenceli bir dille anlatılıyor, herkesin anlayabileceği örneklerle... Bir nevi felsefeye, düşünce tarihine giriş denilebilir, neden olmasın? Benim için de zevkli, eğlenceli bir başlangıç , özellikle şu günlerde...
Bu seri bir süredir elimde olmasına rağmen, en son çıkandan başlamam belki de karikatürle barışmak istememdendir kimbilir... Senin hoşuna gittiyse ciddi mi karikatürler diyorsunuz? Yok canım, bana da bir şans verin. Gayet eğlenceli bir dille anlatılıyor, herkesin anlayabileceği örneklerle... Bir nevi felsefeye, düşünce tarihine giriş denilebilir, neden olmasın? Benim için de zevkli, eğlenceli bir başlangıç , özellikle şu günlerde...
Arka Kapak
"Platon Bir Gün Bir
Karikatür Çizer
Onlar Platon Bir Gün Kolunda Bir
Ornitorenkle Bara Girer... isimli efsanevi kitaplarıyla felsefenin anlaşılmaz
olduğu varsayımını yerle bir ettiler, felsefi kavramların esprilerle nasıl
aydınlatılabileceğini, mizahın da aslında büyüleyici bir felsefi içerik
barındırdığını kanıtladılar.
Matrak filozoflarımız bu sefer en
iyi espriler gibi en iyi karikatürlerin de felsefenin büyük sorularına, hayatın
meselelerine yanıtlar verdiklerini gösteriyorlar.
Hayatımızda Nietzcheci
karikatüristler var, Aristocu karikatüristler, Kantçı, Spinozacı, Marksçı
karikatüristler hatta Derrida'yı anlayan ve bize de anlatmayı başaran
karikatüristler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder