Tom Hanks'ın eşinin büyükninesi,
Türkler için, bizi evimizden attılar yorumunu yaptmıştı yanlış hatırlamıyorsam.
Çok şaşırmıştım. Böyle durumlarda o zaman biz neden Kurtuluş Savaşı gibi acılarla
dolu bir mücadeleyi vermek zorunda kaldık, dedelerimiz onca çileyi, sefaleti,
kaybı neden yaşadılar diye sormadan edemiyorum.
Sahi tarih dediğimiz geçmişe dair
zaman parçaları neyi anlatır? Neden bildiklerimiz başka bir ülke insanın bildiklerinden
farklıdır? Evet belli tarihi olaylar olmasına karşın yorumlama herkese göre değişebiliyor.
İktidar, güç,zenginlik tarihe hakim olup, kendi çıkarlarına göre yansıtabiliyor
olayları. Hal böyle olunca da egemen güç
zayıfladığında bambaşka bilgiler çıkabiliyor ortaya ya da farkındalığımız değişebiliyor. Bu öylesine
derin ve bıçak sırtı bir konu ki istenildiği gibi manipule edilip, kullanıldığında
devletler yıkılıp, ortadan kalkabiliyor. İşte bir örnek; tarih boyunca sıklıkla
görülen olaylardan biri belki de... Bir saray yazmanının çok iyi gizlediği
tabletlerin bulunmasıyla ortaya çıkıyor. Resmi tarihin anlattığının ötesinde
olanlar, perde arkası sunuluyor bize. Aynı coğrafyada yaşana günümüz
olaylarıyla... Katili tahmin edebilseniz de açıklaması içinizi burkuyor
gerçekten... Düşündürüyor...
Çorum, Adana'da Hitit izlerini
görmüş olsam da Antep'tekileri bilmiyordum. Antep'te yapılan bir kazıdan
bahsediyor Ahmet Ümit. Bir Alman, bir Amerikalı ve kalanı Türk olan bir gurup
araştırmacı ve Yüzbaşı Eşref'in hikayesi. Alman olanın eşi, Ermeni ... Garip
olan bir Alman'ın Yahudilere yapılanları es geçerek bu davayı böylesine
sahiplenmesi... Karma bir gurupla çalışılırken başlayan cinayetler tedirginlik
yaratıyor. Çünkü yöre halkı tarafından kutsal kabul edilen Kara Kabir civarında
yapılan kazılar... Aynı bölgede binlerce yıl öncesi ve bugüne dair
anlatılanlar... Bir çırpıda okunup bitirilecek cinsten...
"Hayır! Kesinlikle hayır,
ben savaşı savunmuyorum. İnsan denen yaratığı anlatmaya çalışıyorum."
"İnsan mı? diye duraksadı
Esra. "Ama savaşların nedeni, devletlerin, ülkelerin, sınıfların
çıkarlarıdır. Bunun için sıradan insanı suçlamak ne kadar doğru?"
"İlk söylediğinde haklısın.
Savaşlar sınıfların, devletlerin, çıkarları için yapılmıştır ve yapılmaktadır.
Ama sonuçta süngüyü saplayan, tetiği çeken, bombayı atan, tankı kullanan
sıradan insanlardır...." Sh 148
Arka Kapak
"Gaziantep yakınlarındaki
antik Hitit kentinde bir kazı. Üç bin yıl önce yazılmış tabletler. Tabletlerin
bulunmasıyla başlayan cinayetler. Yazman Patasana'nın itirafları. Parlak
Güneydoğu güneşinin altında karanlık sırlar... Hititlerin tükenişi,
Asurlular... Osmanlı'nın son dönemleri, Ermeniler... Günümüz Türkiye'si,
Kürtler... Akan kardeş kanı... Bu toprakların değişmeyen yazgısı: Şiddet ve
aşk... Bu topraklardaki kanlı tarihe bir ağıt... Bu toprakların zengin
kültürüne bir güzelleme...
"Ben zalimler çağında
yaşayan bir alçaktım. Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların
en acınacak olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavukluk, aklını düşmanlıkla
besleyen sinsi bir saray yazmanı. Bedenine sinmiş soylu nefretini, görkemli
giysilerin yüzündeki derin acıyı, tunçtan daha katı bir mutluluk maskesinin
ardına gizleyerek Hatti kralının emrine koşan ikiyüzlü bir tören adamı.
Sevdiği kadın, aşkı uğruna
ölürken, kralına bağlılığın vakarıyla ellerini göğsüne kavuşturarak sessiz
kalmayı seçen, yeryüzünün en onursuz erkeği. Erkeklerin yüz karası. Aşkı
için ölmenin yüceliği yerine, sarayın
taş duvarlarında büyüyen kendi değersiz varlığının görkemli gölgesine
sığınmaktan çekinmeyen, sefihlerin en rezili. Ben ölüler içinde yüzen, ben,
tanrılar tarafından alnına 'Sonsuza kadar acılar içinde kıvranacaktır,' yazılan
Saray Başyazmanı Patasana."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder