Kör bir asker ve sağır bir kilise ressamıyla, başlar
başlamaz içine çekiveren Zaman Yeli savurup sallarken, Kapadokya’ya dair devam
kitabı olan Güvercine Ağıt, girişindeki betimlemesiyle o döneme götürüverdi
hemen. Bugünlerde elimde Kalenderiye var. Bir kadın peşinde olan bir tüccarla
başlıyor. Kapadokya serisinin son kitabı, henüz girişindeki sürprizlerle merak
içinde kalırken bir yandan düşündürüyor. Zamana, geleceğe, insana dair
cümleleriyle… İşte üç kitaptan üç nefis giriş…. Teşekkürler Gürsel Korat… Bu
arada tüm girişler sayfa 9’da.
**“Kör adam
sağırı dürttü:”Bir ses duydum, nedir o?”
Sağırın duymadığını
bile bile konuşuyordu çünkü konuşmak yalnızlığını gideriyordu. Gevezenin
tekiydi; eşeğin ayak sesleri hakkında bile edilecek sözü vardı. Arkadaşının
işitemediğini bildiği için aklına geleni konuştuğu da söylenebilirdi.
Sağır adam Dimitri, eşeğin boynundaki ipi çeke çeke
yürüyordu. Eşeğin üzerinde oturan ve elindeki sopayla kendisini dürtükleyen
körün bir ses duyduğunu anlamıştı. Çevresini şöyle bir süzdü ve arkasına bile
dönmeden bağırdı:
“Ne duydun gene Leon? Aldırma! Ya dalda karga zıpladı ya da
bağdan tilki geçti, ne bileyim ben? Görünürde bir şey yok.”
Belki de var, dedi içinden. Ama şu gördüğüm sessiz resimde
bir şey yok.” Sh 9 Zaman Yeli
**“İsa’nın
doğumundan bin iki yüz doksan dört yıl sonra, ağustos aynın son gününde
Çukurova boğucu bir sıcak yüzünden perişan oldu. Hava öylesine nemliydi ki, göz
alabildiğine uzayıp giden kıraç toprakların üstünde mavimsi bir buğu vardı.
Sıcak hava soluk kesiyordu. Böyle bir havayı yağmurun izleyeceğini bilen
çobanlar, selden korunmak için hayvanları ırmak boylarından uzaklaştırıp
yukarılara sürdüler. Camiler ve kiliseler baygınlık veren bu havayı deprem
habercisi sayan insanlarla doluydu; Tanrı’nın evine depremden zarar
gelmeyeceğine inanıyorlardı çünkü.Dişleri dökülmüş, dudakları buruşmuş karamsar
yaşlılar, köpek havlamalarında şeytanın gülüşünü, at kişnemelerinde meleklerin
kanat seslerini işittiklerini söyleyip gözlerini devire devire bu sesleri
yansıladılar. Çocuklar korkuyla analarına sarıldılar.” Sh9 Güvercine Ağıt
**“Üç şeyin kesin
olduğunu biliyordu artık: Kadın fahişedir, bu akşam Lindo Hanı’na gelecektir,
adı da Anna’dır.
Anna’yla karşılaşacak mıydı acaba? Karşılaşsalar bile, kadın
üç gün önce sokakta burun buruna geldikleri anı anımsar mıydı?
Karşılaşmıştık hani. Adım
Hristo. Dün sokakta seni görünce şapkasını çıkaran ve sonra elinden düşüren
adam.” Sh 9 Kalederiye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder