6 Şubat 2017 Pazartesi

Hawler -60 Yıllık İttiffakta Son Gün– Mete Yarar



“Dünyanın en büyük pistini yaptılar komutanım. 4800 metre. Dünyada böyle bir pist sadece New York JFK Havalimanı’nda var. Pist o kadar uzun ki, acil durumda uzay mekiği bile inebilir. Erbil Havalimanı, planlama aşamasından itibaren hep takibimizdeydi. Önce standart bir uzunluktayken, ardından ani bir kararla pistte radikal bir değişim yapmaya karar verdiler. Bu değişiklikle, buranın yolcu uçuşları için yapılmadığı ortaya çıkıyordu. Pistin önce asfalt yapıldığını, sonra asfaltın sökülüp, üzerine beton döküldükten sonra yeniden asfaltlandığını raporlarımızda belirttik. Dünyanın en ağır nakliye uçaklarının inebilmesi için yapıldı. Orası hep bir Amerikan üssü olarak hazırlanmıştı. Bu, Amerikalıların raporlarında da vardı efendim.” Sh47


Russel Crowe’lu Robin Hood’u seyrettik geçenlerde. Filmin girişindeki tarihe takıldı aklım ister istemez. Anadolu’nun o dönemine gidip geldim. Seyrettiğimiz 200 yıllık planlar yapıp uygulayabilen bir ülkenin tarihinden kesitti. Yüzyıllar sonra kurulan ve dünyanın süper güçlerinden biri olan ABD ye gitti aklım. Sonra Japonya, Güney Kore… Uzun dönemde sürekli gelişen, dünyada söz sahibi olan ülkeler…

Silah gücüne dayalı Osmanlı, gelişen dünyaya ayak uyduramamış, muhteşem bir Kurtuluş Savaşı kazanılmış, Cumhuriyet kurulmuştu. 200 yıllık planlar yapanlara karşı durmuş ve kazanmıştı Türkiye! İkinci Dünya Savaşı sonrasında da, dünyada yerini almıştı NATO’yla birlikte… 60 yıldan bahsediyoruz.

Uzunca bir süredir aklımda peki biz neden bu kadar uzun süreli planlar yapıp uygulayamıyoruz sorusu var. Kendi içimize gömülmemiz bile bir başka oyunun parçası gibi geliyor, atılan her adımda bir yapboz parçası yerine konuluyormuş gibi. Kitabın Önsöz’ündeki cümlelere gidiyor aklım;

“Farkına vardım ki ülke olarak sert bir kayaya çarpmadan, kriz yaşamadan riskleri önceden görmeyi ve konu hakkında tartışmayı bilmiyoruz. Bu yüzden de yaşadığımız her problem kırılmış bir su testisi formunda oluyor.” Sh 9

Elinde olmadan irkiliyor insan. Ülke içi problemlere o kadar yoğunlaşmışız ki biraz geri çekilip dışarıdan bakamıyoruz, bakabildiğimizdeyse çok geç mi kalınmış oluyor? Sahi biz neden uzun dönemli planlar yapamıyoruz?

Hawler’i okumak çok heyecanlı, bir gecede dayanamayıp bitirebilirsiniz eğer farklı bir ülkenin vatandaşıysanız… Kısa bir süre öncesine kadar belki de kimsenin inanmayacağı bir komplo teorisiyle ilgili. Adana’daki İncirlik Üssü bir gecede boşaltılıyor ve Kuzey Irak'taki Erbil’e taşınıyor, üstelik müttefik olan Türkiye’ye hiç bilgi verilmeden. Yazarın askeri geçmişi nedeniyle olayların içine, detaylarıyla girebiliyorsunuz. 20 saatten bahsediyor. O 20 saatte Türkiye’den Amerika’ya, Erbil’den Adana’ya, Ankara’ya Meclis’ten Cumhurbaşkanı’na kadar her detay teker teker işlenmiş. Yabancıysanız heyecanlı bir roman demiştim ama bu topraklara aitseniz endişe, telaş, fazlasıyla zihin jimnastiği ve fazlasıyla soru bırakıyor ardında… Umutla karışık, umutsuzlukla...

 Arka Kapak

“İncirlik’i Kürt topraklarındaki bir hava üssüyle değiştirmenin zamanı geldi. –The Wall Street Journal
Her roman zamanın ruhunu taşır, yazıldığı dönemi yansıtır. Güvenlik politikaları uzmanı olarak tanıdığımız Mete Yarar’ın  bu “ilginç” romanı, siyasal gündemin baş döndürücü bir hızla değiştiği, ülke geleceği üzerine yazılan senaryoların her geçen gün daha fazla olasılığa açık hale geldiği karmaşık ve karanlık dönemi, hem okurun başını döndüren kurgusu hem de çok çarpıcı konusuyla mükemmelen yansıtıyor. 20 saatlik bir dilimi anlatan Hawler-60 Yıllık İttifakta Son Gün, soluk soluğa okunacak bir roman.

ABD, İncirlik Hava Üssü’nü boşaltıp Erbil’e (Hawler) taşımaya başlar. Türkiye’de hiçbir yetkilinin böylesine hayati bir karardan haberi yoktur. Baskın niteliğindeki bu faaliyet, 60 yıllık NATO ittifakımızın sonu olarak da yorumlanabilir! Türkiye’nin güvenlik ve dış politikasını yöneten üç kişi, ani operasyonun haberini alınca şoka uğrar. Başbakan şunu sorar: “Savaşa mı girdik?”
Kurulan kriz masasındaki herkes şaşkınlık içindedir. Neler olduğunu anlayamadıkları için acilen ne yapmaları gerektiğini de saptayamazlar. Romanın baş karakteri Şerif, tam da bu gelişmeyi öngören bir rapor vermiş ama ciddiye alınmamıştır.

Yukarıda roman için “ilginç” dedim, çünkü Mete Yarar ne kadarı gerçek ne kadarı hayal ürünü olduğunu bilemeyeceğimiz bu romanı yazarken, Wall Street Journal’de tam da bu konuyu gündeme getiren bir yazı yaımlandı.


Hawler-60 Yıllık İttifakta Son Gün, kesinlikle çok tartışılacak bir roman. Hem kitabı okurken hem de kitabın anlattığı konuların gelişimini izlerken her türlü sürprize açık olmak gerekir!”

2 yorum:

  1. Okumak için heyecanlandım ilk işim bu kitabı almak olacak iyi ki tanıttın kitabı çok teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. umarım beğenirsin fikir jimnastiği gibi

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...