Kurtuluş Savaşı’nda Elif’in kağnısını
biliriz, yavuklusunu değil. Anaların yaptığı fedakarlıkları okuruz, oğullarını
nasıl doğurduklarını değil. Mehmetçik yürümüştür düşman üstüne, dökmüştür
denize, sulamıştır Vatan toprağını kanıyla. Savaş bir bütünden bahseder. Evet
çok, çok fazla acı, kandır her yan. Kurşunlar havada uçuşur. Savaş varken feda
edilir vatan uğruna her şey ve herkes. Ve muhteşem bir savaş kazanılmış
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Cumhuriyet ilan edilmiştir. Yıl 1923’tür.
Vatan toprağında barış olduğunda herkes
kendi içine çekilir, kendi hikayelerine döner ağır ağır. Bu yansımalar sanatta
da görülecektir. Günlük hayatta yaşanılan hatta önemsiz görülen ayrıntılar,
insanlar, olaylar da girer anlatım diline. 1936 yılında basılmış Semaver’le,
Sait Faik’in savaş sonrası sadeliğini biraz da buna bağladım. O kaos, kan ve
acı ortamından daha oturmuş, sadeleşmiş ve hatta sıkıcılaşmış hayatlara
yönelişi büyük bir yenilik olacaktır edebiyatımızda. Aziz Nesin maddi
yetersizlikler nedeniyle, babasıyla Heybeli Ada’da yaşamıştır bir süre. Sait
Faik’in maddi bir sorunu olmasa da kaldığı Burgaz Ada’da yaşayanları anlatır.
Balıkçıları, günlük yürüyüşlerde gözümüze takılan basit ayrıntılar, kedileri,
oynayan çocukları. Dedim ya günlük hayatın sıkıcı detayları bile sayılabilir bu
ayrıntılar. Sait Faik’in çevresini ne kadar dikkatli inceleyebildiğinin kanıtı.
Edebiyatçımızın öykülerinde, kendinden
yola çıktığı söylendiği için üvey kardeşini bir kez görüşü çok etkiledi beni.
Biz hep kalanın acı öyküleri dinledik. Buysa keyfi yerinde gidenin öyküsüydü.
Ya da bohça hikayesi, o kızcağız kimbilir nerelerde, nasıl bir yaşam sürdü.
Oysa kalan tarafından anlatılan öyküsüydü bizim okuduğumuz. Basit ve hatta
belki duyarsız, erkek duyarsızlığı ve sıkıcılığı mı demeliyiz ama tam da böyle
olmuyor mu bu tip olaylar hayatımızda? Kimi yerde eşcinselliğinden dem
vuruluyor. Olabilir diye düşünüyorsunuz, okurken. O zamanlarda da bunu açığa
vurmak çok zor. Kitabın son kısmında seyahatlerine dair hikayeleri var. İhtiyar
talebede, belki de kaldığı Avrupa’daki etkilere yönelerek insan ruhu
derinliklerine doğru yol almış. Çirkin kadın ve güzel kadına kendimce anlam
vermeye çalıştım. Bir erkeğin ya da bir eşcinselin gözüyle değerlendirmek
istedim. Ama sonuç geldi savaşa, savaşın yavanlığına dayandı o hikayede de.
Semaver, son derece sıradan sayabileceğimiz
günlük hayat ayrıntılarını, olaylarını, insan duygularını sade bir dille
anlatıyor. Türünün ilki. Özellikle ilk bölümünü çok sevdiğim bu öykü kitabı, böylesine
sadeleştiği bile okunmalı belki de. Toplumsal olandan bireysele doğru gidiş diyebiliriz
sanırım.
"Toprak, kendisine yelkenlerini
yapmak için kereste, çekiç ve keser verdiği için biraz bir şeye benzerdi.
Trifon toprağı sevmez, ona hürmet ederdi. Çünkü birçok sevdikleri orada, onun
altında, aklın durduğu bir yerde yaşıyorlardı. Fakat toprağın üstünde koşan,
onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf
mahluklardı. Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen
bu insanlar ne zevksiz mahluklardı. Bu mektebe giden ufak çocuklar, denizin
karşısında mektebi unutup bir gün, bir gece düşünceli kalamazdı. Dersler deniz
kadar güzel, deniz kadar öğretici miydi acaba?" Sh 14 Arka
Kapak
“Saik Faik, Burgaz çalılıklarından
çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve
yazmaya koyuldu.
Türk
hikayeciliği Ömer Seyfettin’den sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin
gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin Ali, Refik Halit’in memleket
hikayeciliğine diyalektik bir görüş katmış ve bu yeniliği ile 1940’ların tek
ismi olmuştu. Sait Faik ise onların yapmadığı bir şeyi yaptı. Bir konuyu değil,
yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor bir yaşantıyı yansıtıyordu.
İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Neye baksa bu sevgi ile
ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz ancak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz
görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik.”
Haldun Taner, Ölürse Ten Ölür Canlar Ötesi
Değil, 1983
o dönemin öncesinde geçen olayların romanını okuyorum peşi sıraya bunu koysam iyi olacak sanırım
YanıtlaSilsevgiler