22 Ocak 2017 Pazar

Dedemin Bakkalı - Oyuncu Anne - Şermin Çarkacı


On beş Kasımda çıkacak piyasaya demişti. Gittim kitapçıya yok! Nasıl “YOK”tu. O gün çıkacaktı işte, sizde nasıl olmaz HIIIH yapıp çıktım. O bir yandan imza günlerinde tonlarca kitap imzalarken İstanbul, Samsun’da gittiğim kitapçılarda aradım hep. Yoktu işte “Dedemin Bakkalı”! Sahi nasıl yoktu? Günler günleri kovaladı. İmzalar imzaları, yığınla kitap imzaladı görüyorum fotoğraflardan. Bir merak bir merak… En sonunda, bu kadın ne kadar cesur dağıtım kanallarına vermeyip kendi bitirecek imza günlerinde kitapları dedim! Belki de bir deneme yaptı, artık bilemem hele de on yaşında yaptıklarını okuduktan sonra kime çektiği, neler yapabileceği konusunda hiç yorum yapamam. Sonra bir gün ama günleeer günleeer sonra karşılaşıverdim Dedemin Bakkalı’yla. Sonrası mı?


Okuması bir dünya zaman sonra oldu işin komiği. Sanırım o kadar aradım biraz da sen bekle dedim içten içe. En sonunda dün gece elime aldım ve bırakamadım. Her aklına “dahiyane” fikir geldiğinde eyvah derken bir yandan da gülüyordum. On yaşında bir çocuktan bahsediyorduk neticede. Dedeleri köyün en önemli iki işletmesinin sahibi olan on yaşında bir çocuk. Bir yandan da kıskandım sanırım. Değil dedemin annesini ne kendi dedelerimi ne de ninelerimi tanımıştım. Çocuk yapmak içgüdüsel olsa da insanlar kendileri için yapıyorlardı çocuğu. Yani erken yaşta yapmanın önemi büyüktü benim için. Hele de geç yaşta, “bu size bakar, aldırmayın çocuğu” kodlamasıyla gelmişseniz dünyaya  ve sürekli hastalıkları görmüşseniz… Çocuk yapmak bir tercihse yani büyüklere bağlıysa erken yaşta olmalı kesinlikle.

Evet evet çocuğum yok ve bayılıyorum Oyuncu Anne’ye, yazdıklarına, yaptıklarına.  Enerji topu haliyle üretmesine, çalışmasına, çocuklarına yarattığı dünyaya. Bunda zeka çok önemli tamam. On yaşında üretim tarihi geçmiş ürünleri nerden bilelim sizde geçmediğini diyerek geri yollayan, bayat ekmekler önce satılacak diyebilen bir çocuktan bahsediyoruz. Okuduklarım aklıma geldikçe Allah sabır vermiş dedesine diyorum gülerek ama ben de yetişkinim değil mi? Çocuğum olmadığı halde sürekli takipteyim ve enerji alıyorum onun üretkenliğinden. İnsanlara bunu hissettirebilmeniz ne kadar önemli düşünebiliyor musunuz? İlerde neler yapacağını çok merak ediyorum üstelik… Pazartesiye iyi gelecek bir kitap mı arıyorsunuz hem de en başından gülmeye başlamanız garantili olan bir kitap. Hadi hemen Dedemin Bakkalı’na koşun derim…

“Dostum, bir yetişkin sorusudur. Eğer etrafında, kendinden küçüklerle nasıl konuşması gerektiğini bilmeyen yetişkinlerden fazlaca varsa, bu ve bunun gibi sorulara alışsan iyi edersin. Çünkü cevabını alana kadar gitmezler.

Bu yetişkinlerin, çocuklarla nasıl konuşulması gerektiğine dair fikirleri yoktur. Neler söyleyeceklerini , nasıl sohbet edeceklerini bilemezler.” Sh 9

Arka Kapak

“O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip “ruhu arkadan gelecek” diyen bir girişimci…
O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman…
O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka…
O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever…
O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı…

Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden başına gelmeyen kalmadı… Ve tüm deneyimleriyle, senin için harika bir rehber hazırladı.


Çocukların Yetişkinlerle İletişimde Dikkat Etmesi Gereken Hassas Konular, bu kitapta. Tam on madde. Oku ve dikkat et… Sana bir sır vereyim: Yetişkinler… Her yerdeler…”

4 yorum:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...