Radyo, benim gibi yalnız büyüyen
ve fazlasıyla asosyal olan çocuklar arasında pek popülerdi. Üniversiteden sonra
yerleştiğim, kocaman mavi şehirde, gene asosyalliğimin etkisiyle olsa gerek
radyo programları vazgeçilmezdi. Hafta sonu Ali Poyrazoğlu’nu dinlemek
doyumsuzdu desem. 2000 yılından bahsediyorum. Eşyası çok az evde bağdaş kurmuş
radyo dinlerken tanıştım Küçük İskender’le… Adını falan bilmeden muhabbetine
katılır buldum kendimi sürekli. O zamanlardan, çok özel Küçük İskender benim
için.
“Her Şey” Ayrı Yazılır’a
rastladığımda, radyo programları anısına almak istedim, denemelerinin tadına
doyamayacağımı düşünerek. Zamansız denemeleri okumanın, susuzluğumu gidermiş
hissettirdiğini söylesem... Kendine dair, hayata dair, şiire dair, her şeye
dair… Küre’den sonra şiirle ilgili okumanın beni nasıl beslediğini fark etmenin
hazzıyla okudum şiire dair olanları. Kendine dair olanlar ve hepsi radyo
programı tadındaydı gerçekten ve o günlere götürdü beni. Sahi bilen var mı
Küçük İskender ya da Ali Poyrazoğlu program yapıyorlar mı bir yerlerde? Ara ara
elime almak istediklerimden olacak bu kitap, yolda, tatilde, canım sıkkınken ve
mutluyken… Dedim ya zamansızlar…
“Aç kalan bir sincapla aynı evde
yaşasanız bir gün sizi kemirmeyeceğini kim garanti edebilir; bunu hiç
kurgulamadığımız için güzeldir sincap. Mickey Mouse’undan Tom’un arkadaşı Jerry’e
kadar bir dolu sevimli fare de vardır hayatımızda – yine de onlardan, doğal
hallerinden ürkmeyi ortak akıl sayarız. Ben şahsen çok ünlü bir sincap
karakteri hatırlamıyorum çizgi filmler arasında – ya da çevremizdekileri
karikatürize ederek mi rahatlıyoruz acaba? Bu da bir fikir. Bu da ideolojiye kaymaya
uygun bir iddia.
Fareler ormanlara çekilip ağaç
üzerinde yaşasalar, sincaplar yerleşim yerlerine inip yuvalarımıza dadansalar
sağlığına kavuşabilir mi her şey? Çirkinlik, güzellikten gasp edilmiş payını
kurtarabilir mi? Yalnızca bir renk, bir kuyruksa mesele, bilim bu konuya el
atıp iki türü tıpatıp benzetse hızla iyileşmemiz mümkün müdür? Huzur belki de
gerçekliğin düzeltilmesinde gizli.
Şık giyimli bir insanla paspal birinin
arasında da benzer ayrımı gözetmek, ilkine sincap diğerine fare muamelesinde
bulunmak sisteme uyumlu gözlerimizin kabahati olduğu gibi değerlerimize,
estetik algımıza, toplumsal konumumuza da bağlı değil mi? Sınıfsal mücadeleyi
hayvanat bahçesini soyarak, boşaltarak başlamalı asıl, insanlık onurunu asıl o gün
faşizmi ve bilumum ideolojileri yenecektir.” Sh 166
Arka Kapak
“İnsan, gölgesiyle neyi temsil eder? Bir gölge kendisinin oluşmasına yol
açan gövdeyi tanıyabilir mi? Gölge ile gövdenin ortak bir ödevi, ortak bir
bilinci, ortak bir düşü var mıdır?
Edebiyatın pek çok alanında kalem
oynatan küçük İskender’den hareketli, cesur, demir leblebi denemeler. “Her Şey”
Ayrı Yazılır’ın okuru şimdiden şanslı; son dönem şiirimizin en etkili
isimlerinden birinin düşünce dünyasına girecekler, türler arası bir yazının,
tümüyle özgür ve özgürlükçü, apaydınlık bir zihnin izini sürecekler. İskender’in
ülkede yaşanan ve aklı başında ( ya da bulutlarda) herkesi yakından
ilgilendiren sorunlara yaklaşımı, hayranlık uyandıracak kadar iç açıcı. Okuyun,
kendinize armağan edin.”
Ben de çok merak ediyorum bu kitabı, iyi oldu sende okuduğum canım. Pelinozgumus
YanıtlaSil