İkinci Dünya Savaşı’nda önemli
cephelerden biri olan Japonya’yla ilgili Nagazaki ve Hiroşima dışında pek fazla
bilgim yoktu. Kızıl Darı Tarlaları bu noktada benim için bir dönüm noktası
oldu. Mo Yan Çin’le ilgili romanlar yazarken bir tarihi de ortaya koyuyordu.
Japonya’nın Çin’e saldırıp yayılmaya çalıştığını mesela. Kore ya da Vietnam
Savaşları ile ilgili kulak dolgunluğum olsa da bu tamamen bambaşka bir konuydu
benim için. Çin…
Kurgunun yanında bilgi de
verebilen romanları çok sevdiğimi hep söylüyorum. Sanırım Mo Yan bu yüzden
sevdiğim yazarlar arasında. Bu yüzden de Yaşam ve Ölüm Yorgunu’nu okumak için
sabırsızlanıyorum. Bir döneme damgasını vuran Soğuk Savaş sonrası en çok merak
ettiğim konular arasında Çin ve Küba’da neler olduğu var. Rusya’ya gittiğimde
90’lar sonrası nasıl bir değişim olduğunu gözlemledim az çok. Şimdi Çin’i merak
ediyorum.
Mo Yan, Değişim’de kendi hayat hikayesinden
yola çıkarak Çin’de olanları akıcı bir dille anlatmış. Mao’nun ölümünde iki
sene sonra ayrıcalığı olan Devlet Çiftlikleri’nin el değiştirmesi ya da daha o
dönemde başlayan bireysel ticari işletmeler.
“İstasyon Meydanı’nın iki yanına
sıralanmış küçük dükkanların sahipleri bağıra çağıra müşterilerin ilgisini
çekmeye çalışıyorlardı. Daha iki yıl önce İstasyon Meydanı’ndaki tek lokanta
devletin işlettiği ve garsonların müşterilere çok kaba davrandığı bir yerdi.
Daha sonra bireysel işletmeler de katıldı bu yarışa. Birkaç yıl içinde de
ilkbahar yağmuru sonrası çıkan bambu filizleri gibi her yerde bitmeye
başladılar. Halkın sahip olduğu kolektif lokantalar, tedarik ve pazarlama
kooperatifleri ve devletin işlettiği dükkanların hepsi birbiri ardında
kapanmaya başladı sonra.” Sh51
Arka Kapak
“Çin’in en ünlü ve Nobel ödüllü
yazarı Mo Yan, Değişim adlı uzun öyküsünde ülkesindeki toplumsal ve siyasal
değişimleri dile getiriyor. Otobiyografi tarzında öykü ya da öykü tarzında
otobiyografi diyebileceğimiz bu yapıt, Çin edebiyatındaki çoğunlukla siyasal
olaylara odaklanma tarihsel anlatıların tersine, “insanlar”ın tarihini ele
alıyor. Değişim bu niteliğiyle değişme sürecindeki bir ülkenin görünümünde
tavandan aşağıya değil, tabandan yukarıya bakan bir yaklaşımın temsilcisi
oluyor.
Mo Yan, anlatımında zaman içinde
ileriye ve geriye doğru dönüşler yapıyor; önemsiz olaylar ile sıradan
insanların yaşamına yöneliyor. Gündelik yaşamın boyutlarını aşan büyük
olayların sokaktaki insan üzerindeki etkisini aktararak tarihe insan sıcağının
soluğunu katıyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder