3 Temmuz 2016 Pazar

Matematik Köyü’nün Delisi – Ali Nesin


Doğup, büyüdüğün ülkeye borçlu hissetmek, toplum için neler yapabileceğine dair hayaller kurmak günlük hayat koşturmaları arasında hatırlanılır mı bilinmez. Kişisel hedefler, zevkler, aileye dair gelecek planları derken toplum geneli için düşünmek geri plandadır çoğu zaman…  Eleştirmek en kolayıdır kimisi için, kimisi suçluluk duyar bir şey yapamadığı için… Bazılarıysa umursamaz bile… Oysa öyleleri vardır ki varını yoğunu koyar ortaya, vazgeçtiklerini düşünmeden, ardına bakmadan…

Siz kalkın Amerika’dan Türkiye’ye gelin, çok iyi bir kariyeri bırakarak üstelik… Babanızın çocuklar için kurduğu vakfa gönüllü olarak baş koyun, mücadeleye başlayın. Üstelik miras olarak satıp tekrar geri dönebilecekken… O da yetmesin, bir köy kurun hem de bir Matematik Köyü! Onca zorlukla baş edip her ikisine de kaynak sağlayın…


Sahi yakınlarınızdan Matematik Köyü’ne giden oldu mu hiç? Dönen çocukların sürekli ders çalıştıklarıyla ilgili çok şey duydum. Bir mucize gibi, matematiği sevdiren bir mucize…
Ali Nesin babasının toplum için yaptıklarını devralmakla kalmıyor, ona eklemeye devam ediyor, hiç durmadan üstelik… Nehir söyleşisinde köyün kuruluşunu öğrenirken kişiliğine dair öğrendiklerimle de şaşırıyorum. Çok iyi bir sporcu olmasına mesela… Haruki Murakami’nin de uzun mesafe koşmasına çok şaşırmıştım. Ali Nesin’inkine de… Futbol oynarkenki hırsına, sürekli ders çalışabilmesine…

Şimdilerde çocuklar arasında çok moda olan dikkat eksikliğini dinlerken bende de ağır dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu artık ne derseniz olduğunu fark ettim. Hatta bir arkadaşla gülerek teşhisimizi koyduk bir güzel… Yolun yarısını çoktan geçmiş olsam da bu konuda ne yapabileceğime bakıyorum şimdilerde… İlham almak, neler yapılabileceğine dair fikir edinmek, hoş bir söyleşi okumak için birebir bu kitap....

“”Babam gibi çalışırken müthiş konsantre olabiliyordum, başka bir boyuta geçebiliyordum” demiştiniz çocukluktan bahsederken. Bu özelliğiniz hala devam ediyor mu? Bunca iş ve kalabalık, çalışmalarınızı, hayatınızı nasıl etkiliyor?

Evet, yapabiliyorum. Nasıl konsantre olduğuma dair örnekler var hatırladığım şöyle: Lisede, yatılı okulda, gece saat üç filan. Çalışmaya dalmışım. Birden koridordan gelen bir ayak sesiyle irkildim, şöyle bir sıçradım. Koridorda yürüyen kişi ikinci adımını attığında da aynı biçimde irkildim! İki adım arasında tekrar bu dünyadan kopmuşum… Lisedeyken çok şakacıydım, arkadaşlarım da bana şaka yaparlardı. Bir öğle tenefüsünde odama çıkmışım, masamın başına geçmiş çalışıyorum. Aradan yarım saat geçti geçmedi, ayağıma bir darbe aldım ve “Yeter be!” diye bir bağırış duydum. Korkuyla fırladım tabii.Meğer arkadaşım Michel masanın altına saklanmış, ben çalışırken masanın çekmecesini açıp duruyormuş. Masanın çekmecesi açıldıkça kapatıp duruyormuşum. Bunu 20-30 defa yapmış. Hiç anlamamışım, hiç bu duruma şaşırmamışım.Şakası işlemeyince daha fazla dayanamayıp “Yeter be!” diye bağırmış. Bu olaya uzun yıllar çok gülmüştük. Bugün bile çalışırken biri masama çay ya da kahve koyar, hiç farkına varmam buz gibi olur. Hatta bazen teşekkür ediyormuşum.Benimle ilgilenilmediği ya da konuşulmadığı sürece konsantrasyonum bozulmaz. Ne yaparsam yapayım, kendimi işe verince her şeyi unutuyorum. Amerika’da araştırmalarımı bir kahvede oturup yapardım, kalabalık falan hiç umurumda olmazdı. Bu konsantrasyon sayesinde uzun mesafe koşucusu oldum diye düşünüyorum. Kendini unutmadan uzun mesafe koşulmaz. Acı çekiyorsun çünkü. Vücudunu unutacaksın, hipnotize olacaksın, bu dünyadan uzaklaşacaksın, bir-iki saat boyunca aynı tempoyla yokuş filan demeden koşabilesin.” Sh 151-152

Arka Kapak

“Mesleğini çok seven bir matematikçinin dünyayı değiştirmeye bir köyden başlamasının hikayesi ve öngörüleri, Türkiye’ye yeniden inanmanızı sağlayacak.

Hayatı boyunca elini attığı, merak sardığı her konuda başarılı olan biri Prof. Ali Nesin. Sistemi sorgulamaya öğrencilik yıllarında başladı. Örneğin sınavlarla yıldızı hiç barışmadı. Tembel bir öğrenciydi belki ama kitaplarla dolu bir evde babası Aziz Nesin’in kanatları altında büyürken çok okudu; edebiyata, sanata, bilime her zaman ilgi duydu.


“Hayatımda sınır tanımadığımı söylemek zorundayım” diye Nesin’in hayatı ilginç detaylarla dolu. Anne-babaların, çocukların, gençlerin ve belki en çok da eğitimcilerin gözden kaçırmaması gereken anekdotlar, anılar, düşünceler… Türkiye’nin Şirince’den evrene açılan kapısı Matematik Köyü’nün kuruluş macerası, yürütülen çalışmalar ve gerçekleştirilen faaliyetlerse tek kelimeyle ilham verici.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...