18 Mayıs 2016 Çarşamba

Vefasız Peri – Guillermo Cabrera Infante



“Bana küçümsemeyle baktı ve küçümseye küçümseye tutuştu. Bakışını hiç beğenmedim. Acaba beni gerçekte nasıl görüyordu? Eğer kendimizi, başkalarının bizi gördüğü gibi görebilseydik, görüntü gerçek olmazdı, cehennemi olurdu. Elbette aynaya yansıyan görüntüden bahsetmiyorum. Ne de ister kıpırtılı ister hareketli olsun, fotoya yansıyan görüntüden. Mesele üçüncü boyuttaki görüntü, canlı ve birebir. O anda hologramı keşfetmiş olduğumu fark ettim.- ya da ben şizofrenin yarattığı bir varlıktım.” Sh 205

Yukarıdaki satırları okuduktan sonra aklıma, Lawrence Durrell’ın muhteşem İskenderiye Dörtlüsü geldi. İlk kitapta aşık adamın ağzından okuduğum olayları, ikinci kitapta kadından okuduğumda dehşete kapılmıştım. Olaylar bambaşkaydı. Ve dört kitap da akıp gidivermişti. Yeşil Peri’de reşit olmamış bir kızı kaçıran adam tarafından anlatılıyor olaylar. Üvey annesinden kaçan kızın ne düşündüğü hakkında yalnızca tahminler var. Yazar, kadın öldükten sonra yazmış olayları ve yazar da ölünce yayınlanmış bu kitap…

Renkli kapağının yanı sıra yazarın Küba’dan olması ilgimi çektmişti. Hele de olayların 60’lar civarında geçtiğini okuyunca daha çok merak ettim. Bir dönem Küba ve Havana değişik olabilirdi. Açıkçası Mo Yan’ın okuduktan sonra Çin’e ilgi duymam gibi bir etki bekliyordum belki de bu kitaptan. Öyle olmadı maalesef. Benim için bildik ve gayet sıkıcı bir hikayeydi. Gencecik bir kız ve yaşı büyük bir adam… Kitapta olduğu söylenen göndermeleri fazla yakalayamadım. Ancak “Quijote’dan bu yana, uzun boylu bir adam sonunda hep bir cüce ağa tarafından yönetilirdi*.”gibilerini yakalayabildim sadece. *Sh132 Belki de dönemlerimizi tutturamadık kitapla. Hani her kitabın bir okuma zamanı vardır denir ya. Sonuç olarak, bildik bir konuyu bildik bir sonla okumak isterseniz neden olmasın derim …

““Felsefe’ye gitmem gerek.”
“Nereye?”
“Felsefe’ye.”
“Deme ya!”
“Dersem ne olacak!”

Sokrates’ten bu yana felsefe, cehaletin üstünü düşünce cilasıyla kaplamaya yarar. Her tür felsefe varolagelmiştir: Aristotelesçi, Platoncu, Yeni Platoncu, skolastik, klasik. Fakat felsefe Havana’da zirve noktasına ulaşmıştır: Felsefe burada bir giyim mağazasıdır. Yine de canım, toprakla gök arasında, senin felsefi varlıklarına kıyasla, daha çok şey var.” Sh.169

Arka Kapak;

Estela ve ben bu kitapta, bu sayfada, bu kelimelerde birleştik. Bizi bir boşluk birleştiriyor: O öldü, bense bu kitabı yazmak için yaşıyorum. Bizi bu cennet kurtaracak, cezamızı bu cehennem verecek: bir kitap, hayat.

Devrim öncesi Havana… gencecik Estela… ve ona sevdalanan evli bir sinema eleştirmeni. Ama bu alışıldık bir gönül serüveni sayılmaz, çünkü Estela hiç de göründüğü kadar toy değil.


Guillermo Cabrera Infante, ölümünden sonra yayınlanan Vefasız Peri’de sözcük oyunları, iğnelemeler ve göndermelerle dolu üslubuyla başka zamanlardan bir Havana aşkına hayat veriyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...