Canım okuma arkadaşım Necla ve
sevgili Sanem’le çıktık “Kadınlar” için yola. Latin Amerika’nın Kesik Damarları’nın
yazarının sade bir dille anlattığı muhteşem hikayeler, benim yol arkadaşlarım
oldu. İnternetin, iletişimin böylesine yoğun olmadığı bir dönemde yazılmış bir
kitaba Asya’dan Şehrazat’la başlanmış olması çok değişikti. Ve öyle de devam
etti kitap. Rastgele açtığım herhangi bir sayfada büyüleyici bir öyküyle
karşılacağımı bilmek yüreklendirip daha sıkı sarılmayı sağladı belki de hayata.
Birlikte okumanın güzelliğiyle sevgili Necla’dan Alfonsina Storni’ye yazdığı
şarkıyla Mercedes Sosa’yı keşfetmekse ayrı bir hazineydi… Evet kesinlikle Mercedes
Sosa eşliğinde sayfalarına dönmek isteyeceğim bir kitap Kadınlar…
“Düşünen kadının yumurtalıklarını
çıkarıyorlar. Kadın fikir üretmek için değil, süt ve gözyaşı üretmek için
doğuyor; hayatı yaşamak için değil, yarı kapalı pencerelerin ardından seyretmek
için doğuyor. Alfonsina Storni’ye bin kere anlattılar ama o inanmadı. En çok
bilinen dizeleri kadını kafese kapatan erkekleri protesto ediyor.” Sh.39
“O Unutmaz
Afrika selvasının tüm
patikalarını kim tanıyor?
Fildişi avcılarının ve diğer
düşman yırtıcı hayvanların tehlikesini bertaraf etmeyi kim biliyor?
Kendilerinin ve başkalarının
izlerini kim tanıyor?
Dişi ve erkek, hepsinin
hafızasını kim muhafaza ediyor?
Biz insanların ne duyabildiğimiz
ne de deşifre edebildiğimiz sesleri kim çıkarıyor?
Yirmi kilometreden daha uzak bir
mesafeye kadar uyaran, yardım eden, tehdit eden ya da selamlayan bu sesleri kim
çıkarıyor?
Hepsini o yapıyor, en yaşlı dişi
fil. Sürüsünün en yaşlısı ve en bilgesi. Sürünün en önünde yürüyeni.” Sh18
Arka Kapak;
Farklı coğrafyalardan, ahir
zamanlardan, yakın geçmişten, her yaştan, her sınıftan kadınlar… Kimi büyük
kimi küçük eylemlerle, kimi konuşarak kimi yalnızca susarak, yaparak ya da
yapmayarak tarihin akışını değiştirmiş kadınlar… Engizisyona, senatoya,
kiliseye, sömürgecilere, faşizme direnen kadınlar… Eduardo Galeano yine
dünyanın bütün köşelerini dolaşarak, kadınlar şahsında bir insanlık tarihine
davet ediyor okuru. Yalnızca tekerrürden ibaret olmayan, çomak da sokulabilen
bir insanlık tarihine…
Her satırıyla etkileyen,
öfkelendiren ve umut veren bir derleme. Galeano ölümünden sonra da “dünyanın
vicdanı” olmaya devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder