6 Ocak 2016 Çarşamba

Siddharta - Herman Hesse


Amcamı bilinçli olarak ilk defa gördüğümde, afallamış, şaşkınlıktan donmuş bakarken halamı çok güldürmüştüm. Karşımda canım babamın mimiklerini, el, kol hareketlerini hatta konuşmasını neredeyse bire bir tekrarlayan bir adam oturuyordu. Yok ikiz değillerdi, tam tersi aralarında yaş farkı çoktu. Ama işte ufak tefek farklar dışında birbirinin aynı iki adam vardı karşımda…

 Farklı şehirlerde yaşasak da amcamla her sohbetimizde kitap sevdalısı durumumuzun kökenlerini, “ayaklı kütüphane” lakaplı büyük dedemin bizdeki yansımalarını çok net görebiliyordum. Amcam, İstanbul’un en güzel yerlerinden birindeki evini satmış, kirada oturuyor, dünyayı dolaşıyor. İki somya, bir iki pantolon, gömlek ve çanak çömlekle yaşıyordu. Sonra bir gün bir telefon geldi. Amcam evinde vefat edeli bir aya yakın bir süre geçmiş ve kimsesizler mezarlığına gömülmüştü. Ve biz bunu tesadüfler zinciriyle öğreniyorduk. Dünya başımıza yıkıldı desem yeridir. Ablamla kalkıp gidişimiz, babam benzeri, artık olmayan bedenine bakmaya cesaret edişimiz. Evet, ablam alışıktı bu görüntülere, çürümüş et kokusuna, etleri çürüyen bir bedene... Amcanımızdı, canımızdan bir parçaydı, etkilenmişse de pek belli etmedi bana, hipnotize olmuş gibiydim çünkü. Aylarca etkisinde kaldığım görüntülerdi. Amcam yoktu artık, tıpkı babam gibi. Sohbet ettiğimde babacığımı bulacağım adam da gitmişti işte.

Ruh ve beden, düşünceler… İnsanoğlu değil mi milyonlarca yıldır arayan, anlamlandırmaya çalışan… Hal böyle olunca yavaş yavaş dinler tarihine kaymaya başladım sanırım. Bunca yıllık düşünceleri sindirmek, süzgeçten geçirmek istiyordum. Kendimi sağaltmalıydım. Üniversite yıllarında tanıştığım Herman Hesse’ye dönme zamanıydı belki de, Siddharta’yla…

Amin Maalouf’un basitin derinliğinde yüzen dilini Siddharta’da da buldum. Her şeye sahip bir adamın her şeyden vazgeçip kendini araması, Ben’inden kurtulmak istemesi, sonrasında dünya nimetlerinin tuzağına düşerek iç sesinden uzaklaşması ve hayatının sonunda olanlar. Basitin derinliği, demlenmiş zamanlarımda tekrar okumak istediğim bir kitapla daha tanıştırdı beni.

Aşık Veysel’in kalbe işleyen “uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece…” sözlerinin başka bir tekrarı da vardı kitapta…

 “Siddharta şöyle dedi: “Ben de senin gibiyim, dostum. Hiçbir yere gitmiyorum. Yoldayım, işte o kadar. Bir yolculuk yapıyorum.”diyordu. Sh.112

Arka Kapak;

“Siddartha, en sevdiğim kitap (…) Tüm derinliği, ustalıkla yalınlaştırılmış, dupduru dilinden gelen bir kitap; iyi edebiyatla kötü edebiyatı birbirinden her zaman çok iyi ayırabildiklerini sanan edebiyat uzmanlarının kalıplaşmış yargılarını altüst edecek bir duruluk bu. Genel olarak herkesçe kabul edilen Buddha imgesini aşan bir Buddha yaratmak, özellikle de bir Alman için daha önce eşine rastlanmamış bir büyük başarıdır. Benim gözümde Siddharta, Kutsal Kitap’tan kat kat üstün bir ilaçtır.” HENRY MILLER

“İçinde anlatılan ortama karşın çok Avrupai bir kitaptır Siddharta. Bildirisi bireyle başlar; bireye Asya’daki öğretiye göre çok daha büyük bir önem verilmiştir burada. Siddharta, benim Hint düşüncesinden kurtulup özgürleşmemin dışavurumudur. Tüm dogmalardan kurtulmak için tuttuğum yol Siddharta’ya götürdü beni; yaşadığım sürece de bu yolda ilerleyeceğim doğaldır.”
HERMAN HESSE

“Tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım bu kitapta.”

HERMAN HESSE

7 yorum:

  1. Damien, kitap klubumuzd okudugumz ve tanıştığım Hesse. Diğer kitapları sırada.
    😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ooo kitap kulübünüz sürüyor mu süpersiniz

      Sil
  2. Amcanız da yoldaymış, yolda olduğunu farketmeden maddeye tutunarak köksalacağımızı sanan çoğumuzun aksine yolu bilerek.
    Allah rahmet eylesin.

    YanıtlaSil
  3. Muhallebi tarifi ararken denk geldim sitenize sonra kakaolu puding tarifinizi merak ettim sonra oradaki bir cumleniz dikkatimi cekti siz de ablanizin aksine ben de abim aksine -büskivi eklenmeyen sade pudingi severim. Dedim ki icimden, madem damak tadimiz bu kadar benziyor mutlaka baska aynılıklarımızda var peki nedir bunlar derken -lisede bu yazari kendime yakin hissetmistim- hoop bu sayfada buldum kendimi. Ayni sizin gibi baba benzeri amcami kaybettim gecen aylarda. Ama kendileri bir kere dahi sarilmama müsade etmemisti ben baba hasretiyle yanarken. Ayni babam gibi bir kis gunu, izdiraplarla ama iyilesecegi umarak gozlerini yumdu. Ki iki dunyada da afedemeyecegim biri. Hesabimiz ahirete kaldi kismet :) ama sizin degerli babaniza amcaniza dedenize Allahim gani gani rahmet eylesin sizin gibi guzel bir insani miras birakmis yeryuzune. Okuyan dusunen insandan hic bir canli zarar göremez. Okuyandan nefret eden insan siluetindeki müsfettelerden korusun Rabbim bizi. Ayrica sumerler benimde ilgimi cok cekmeye basladi :) hele ki kiymetli ilmiye hanimefendi... rabbim saglik versin ismi gibi mübarek :) degerli büyukleri sanki bilmus de bu ismi koymuş hanimefendiye. Henuz hic bir eserini okumadim maalesef. Oyle iste mine hanim cok memnun oldum ben de gökce sizi sevgiyle kucakliyorum guzel gunler diliyorum saglicakla kalin :))

    YanıtlaSil
  4. Ben de çok memnun oldum tanıştığımıza... Kırgınlıklar ah bu kırgınlıklar... Hepsi huzurla yatsın, biz de huzur ve sağlıkla geçirelim hayatımızı sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  5. Ben de çok memnun oldum tanıştığımıza... Kırgınlıklar ah bu kırgınlıklar... Hepsi huzurla yatsın, biz de huzur ve sağlıkla geçirelim hayatımızı sevgilerimle...

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...