Bir kadın ayakları çıplak, tozlu
sokaklarda koşarken birden duruyor, nefes nefese iki büklüm… Kızıl saçları
darmadağın, yemenisi çoktan kayıp gitmiş. Kan çanağı gözlerinde dehşet… Görüyor
mu, duyuyor mu bilinmez. Sadece şiddetli nefes sesleri… Daha fazla dayanamayacak
belli, çöktü çökecek… Son bir gayretle çevresine bakıyor… Sağ taraftaki
çalılara doğru bir hamle yapıyor, çalı dikenli ama başka çaresi yok! Bir melek
geliyor rüyasına, elinden tutup yemyeşil bir ormana götürüyor. Bütün ailesinin
çağlayanla birlikte neşeyle çağıldamasını dinliyor, gözleri yaş içinde kalıyor
uykusunda…
Akşam serinliğinde uyanıyor.
Çocuk sesleri geliyor yan taraftan. Giderek yaklaşıyorlar. Toparlanıyor. Tam
kalkacakken kucağına atlayan çocuğa sevgiyle sarılıyor, kokusunu içine çekiyor.
Keskin yasemin kokusuyla karışıyor torunlarının kokusu. Tüm ailesini
kaybettikten sonra biliyor ne kadar değerli olduklarını. Çiftçi teyze geçmişin
acılarını toprakla yoğurmuş sevgiye çevirmiş. Çoktan kırışmış yüzünden, ellerinden
taşıyor sevgisi, yalnız torunlarıyla değil, ağaçlarla, çiçeklerle, meyveleriyle
konuşuyor. Tatlı sert hali hiç değişmeden hayatı öğreterek, hala öğrenerek
yaşıyor, hiç dinmeyecek acısı biliyor…
Sabahtan beri aklımın bir
köşesinde “karakter” dolaşıp duruyorum. Ama “o karakter” hiç cisimleşmediği
gibi başka bir fikir de gelmedi aklıma. Yazmaya başlayınca tipik Türk filimleri
gibi birleşiverdi iki paragraf. Suratımda bir sırıtma yayınlamasam mı dedim. Of
yayınladım işte içimdeki tüm arabesklilikle 4.günü de tamamlamış oldum. Bu arada
çifti teyze torunlarına çikolatalı ekmek yapmış bir güzel, nasıl güzel kokuyor.
Onun da hikayesi yakında olsun...
Allah allah diyorum ne demek istiyor ve linki tıklıyınca anlıyorum...Bekliyorum rüya mı gelecek kabus mu? Tabi çikolatalı ekmeği de...
YanıtlaSilne kadar güzel bir yorum bu teşekkür edrim
SilE haydi hayırlısı. Bekliyorum dört göz.
YanıtlaSilGururlu anne
)))
Silkarakter falan. valla bravo niye yayınlamıycakmışın ;)
YanıtlaSil