“Ceviz ağacı çok değerlidir ama
altında uyumayacaksın, gölgesi ağırdır. Bir de ceviz ağacının bir huyu vardır,
budaklarından birisi oluşurken yakınında kim varsa, ne varsa hemencecik budağın
içine resmini nakşediverir. Zamanla budakla birlikte resim de büyür. Ceviz
ağacından çok acayip resimler çıkmıştır. Ulu ağaçlar, bulutlar, denizler, uzun
yollar, kamyonlar, otomobiller, sincaplar, tilkiler, ayılar, kurtlar,
çakallar...” Sayfa25
Ve bir gün bir eve hırsız girer.
Herşeyi darmadağın ederken çoktan unutulmuş notları da gün yüzüne çıkarır, yani
bize bir armağan verir. Korkunun romanı…
Usta yazar hayattaki korkuların
üzerine gidilmesini söylüyor bir söyleşisinde. Babasının, göç sırasında, ölmek
üzere iken bulduğu ve kendi çocuklarından ayırmadan yetiştirdiği çocuk
tarafından camide öldürülmesinden sonra bu kişiden çok korktuğunu ama
sonrasında ona kahvede otururken saldırarak bu korkunun üzerine gittiğini anlatıyor.
Askerliğini yaptığı kasabanın üzerinde
bir taş olduğu ve halkın bu taşın üzerlerine düşmesinden çok korktuklarını ama
gene de orada kaldıklarını, onlara bu kadar korkuyorsanız gidin dediğinden
bahsediyor. İşte Tek Kanatlı Kuş’ta yine
güçlü ve iz bırakan kılasik Yaşar Kemal yalınlığıyla bu korkuyu anlatmış.
“Şaşırtıcı ve çok katmanlı olay
akışı, kişilerinin zenginliği ve derinliği, zaman zaman bir röportaj keskinliği
kazanan masalsı diliyle tam bir Yaşar Kemal romanı Tek Kanatlı Bir Kuş.
Kısalığının şaşırtıcılığı onun roman oluşunun gerçekliğini değiştirmiyor.
Aynı zamanda bir çağ romanı da :
Halkının neden terk ettiği bilinmeyen, gizemi karanlık bir kasaba, bu kasabaya
atandığı halde gidemeyen bir posta müdürü, yalnızlığın timsali bir istasyon
şefi, “Alamancı” bir genç kadın… Ve bütün fantastikliğine karşın son derece
gerçekçi gelen bir dünya… Metafor mu ? Alegori mi yoksa?
Yaşar Kemal bu kısacık romanda
anlatıcılığının sınırlarını zorluyor.” Arka
Kapak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder