Özel bir yeri ilk gördüğünde
hissettiklerin, onca gün onunla ve onun sayesinde çevresindekilerle paylaştıkların,
aldığın uyarı, geçmişinle kurduğun bağlar, konudan konuya atlayan düşünceler… Gönüllü Mostari’nin günlüğüne ilk başladığımda birlikte olmaya bayıldığım
yerler geliyor aklıma ilk önce. Teslim oldum cümlelere daha sonra. Ne çok yer
var işaretlediğim, Gündüz Vassaf’ın objektif bakış açısıyla anlattıklarından,
tekrar okuyacaklarımdan.
Alıntı yazmak için sayfalar
arasında dolaşırken yazmak istediklerimi toparlamakta epey zorlandım. Mostar Manifestosu en etkileyici kısımlardan biri en iyisi oradan alıntı yapmak
galiba…
“Hakem düdüğüyle biten futbol
maçı gibi, sabah saat tam 11’de bitmiş 1. Dünya Savaşı.
Bir İngiliz askerinin
günlüğünden:
“Onuncu saatin son saniyesinde
ateş kesildi. Bir Alman askeri savaşın son dakikasına kadar İngiliz cephesini
makinelisiyle taradı. Saatin dolmasıyla siperinden dışarı tırmandı. Miğferini
çıkardı. Yıllardır savaştığı düşmanları önünde nazikçe selam verdi. Arkasını
dönüp gitti.”” *Sayfa 321
“Savaşı mümkün kılan, savaşın
kaçınılmaz olduğuna inandırılmamız.” *Sayfa 320
Ve giriş;
“Karadan
Saraybosna – Mostar yolu. Mezarlıklar
arası yaşam. Evlerin bahçeleri mezar. Dağlar mezar. Ovalar mezar. Oyuk, oyuk,
kurşun yaralı, savaş malulü binalar. Taşların altında savaş kurbanı insanlar.”
Sayfa15
Geçen gün D&R da elime aldım bu kitabı ve sayfalarını karıştırdım.Hatta bir ara almaya niyet ettim ama acaba okurken sıkılır mıyım diye düşünüp vazgeçtim.
YanıtlaSiltam bir günlük satır aralarındaki nefis bilgileriyle
Silİlginç. Bakınayım ikinci el kitapçıma.
YanıtlaSilKitapkurdu anne
daha çok yeni ikinciye düşmemiştir sanırım ama belli de olmaz
Sil