8 Nisan 2013 Pazartesi

Kuçu Kuçu



Uzunca bir süredir aklımın bir köşesinde, “an”ları herkesin nasıl da farklı algıladığı ve hatırladığıyla ilgili düşünceler dönüp duruyordu. Çocuklarla daha fazla ilgilendiğim şu dönemdeyse, neredeyse okula başlamadan gelişimini tamamlayan kişiliklerin nelerden nasıl da etkilenebildiği ve bunun ileri yaşlarda nasıl ortaya çıkabildiği hatta hayat boyu değişmediği de ister istemez aklımda dönüp duran diğer konulardandı.



Dün akşam bu konuları, uç noktalarda bir örnekle karşımda görünce ilgiyle izledim. İki çocukluk arkadaşının yıllar sonra karşılaşmasının, rollerin görünürde değişirken aslında eski hallerinin hiç değişmemiş olması çok tanıdıktı. Ezilen taraf olan Melda’nın bu durumu yıllar yıllar boyunca aklından çıkarmayıp neredeyse bu nedenle zengin bir adamla evlenmesi ve ille de arkadaşlık isteyerek çocukluğundaki reddedilmişliği ortadan kaldırmak istemesi…


Belki de fark etmediğimiz ne çok yaramız ya da  mutluluğumuz takip ediyor bizi. Müdahale ediyor yaşantımıza…  Güzel sahnelerin, güzel çıkarımların gittikçe artan bir tempoyla sunulduğu bir oyun izledim dün akşam. Çıktıktan sonra hepimiz itiraflarda bulunduk. Özel, belki sınırlarımızı zorlayan.


Genç neslin popüler ve başarılı iki oyuncusunu tiyatroda, bence başarılı bir konuyla seyretmek keyifliydi. Teşekkürler Aysa Yapım’a,  Neşe Hanım’a. Bu arada Neşe Hanımcığım fotoğraflar fılaşsız çekildi. Kimse fark etmedi bile, bana sinir olan ablam dışında…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...