Serçe Kuşun Sonbaharı - Yılmaz Karakoyunlu

Son sayfayı bitirip kitabı kucağına bıraktıktan sonra hissettiklerini kaydetmeli insan. Düşündüğünü hemen o an, tazeyken dillendirmeli satırlarla. Çünkü araya günler, başka kitaplar başka satırlar girdiğinde yazmak zorlaşıyor, taptaze duygular yerini, yönünü bulmaya çalışan kelimelere bırakıyor. Tıpkı şimdi bana olduğu gibi.

Yavaşça, sindirerek okumaya çalıştığım, kaybolduğum tasavvuf cümlelerinde yönümü bulmaya çalıştığım Serçe Kuşun Sonbaharı. Şeyh Bedreddin’in, hakikate en üst seviyede vasıl olanın romanı. Kapılarına yüz sürdüğü dervişler, Timur, Yıldırım Beyazıt, Memluk Sultanları ve Ege’de hakları uğrunda ölüme gidenlerin romanı...

Yılmaz Karakoyunlu dönem romanlarıyla her daim ilgimi çekmiştir. Akıcı bir anlatımla döneme dair birçok ipucunu da beraberinde getiriyor konularında. Serçe Kuşun Sonbaharının en güzel taraflarından biri böylesi bir tarihi kişiliğin isyanının yanında aşkının da anlatılması. … Yıldırım'dan Timur'a Börklüce'ye kadar o dönemdeki güçlü adamların yanında zeki ve akıllı, söz dinleten kadınların güçlü varlıkları, onlara dayanıp, onlardan güç alan adamların hikayesini güzelleştiriyor.