İyi Kalpli Afacanla Birleşen Nohutlarla Buğdaylar - Ayran Aşı

O güzel sonbahar sabahında çiftçi teyze akşamdan ıslattığı nohutları, buğdayları haşlayıp torbalara doldurmak üzere bir kenara koymuş. Kendisine yardım etmeye bayılan ve henüz okula gitmeyen torunu da gelip onu seyretmeye başlamış.

 Bir yandan da dolu mu dolu erzak dolabının önünde içerideki yaramazlarla birlikte gülüşüp duruyormuş. “Nineciğim bu kadar çok nohutla buğdayla aşure mi yapacaksın yaşasın” diye el çırpmış. Nine de isterse daha sonra aşure yapabileceklerini ama önce bu bakliyatı torbalara doldurup kaldıracaklarını söylemiş, sonra da akşamdan mayaladığı misler gibi yoğurdu açmış ve çalan telefona bakmak için içeri gitmiş.

O gider gitmez fısıldaşan bakliyatlar hemen minik afacana dert yanmaya başlamışlar, “ zaten bizi hep soğuk havalarda kullanıyor. Yazın ille de hep taze hallerimiz kullanılıyor” diye. Buğday “ daha bir dertli hele ben neredeyse sadece aşure yaparken aklına geliyorum ve çok üzülüyorum” diye ağlamaklı dert yanınca iyi kalpli ve afacan torun düşünmeye başlamış.

"Hadi gelin hep birlikte bu güzel havalarda yenecek bir şeyler yapalım" deyiverince bir alkıştır kopmuş mutfakta. Bizim afacan bir yandan misler gibi yoğurda bakarken bir yandan nohut yemeği ile ayran içmeyi ne çok sevdiğini düşünmüş.Bir su bardağı alıp haşlanmış nohutlara daldırmış kenara ayırdığı bir kase yoğurdun içine bırakıvermiş. “Bizi de al bizi de al” diye bağıran buğdaylara gelmiş sıra. Bir bardak da onlardan alıp nohudun yanına yollamış onlardan. Ama buğdaylar “yaaa bu kadar yetmez biraz daha al bizden diye mızmızlanınca” dayanamayıp bir bardak daha almış onlardan.

Çok mutlu olan nohutlarla buğdaylar başlamışlar şarkı söylemeye. Ev halkının yoğurtla birlikte sarımsağı ne çok sevdiğini hatırlayan ufak torun 1- 2 tane de sarımsak eklemiş bu karışıma. Ama azıcık yanan ve bu sefer de söylemeye başlayan karışımdakilere ninesinin taze yaptığı mayonezden bir kaşık alıp karıştırmış “ben çok seviyorum mayonezi iyi gelecek” demiş sonra da çok sevdiği cacık aklına geldiği için salatalık parçalarını da atıvermiş içine gülümseyerek. Bir yandan da "ninem inşallah kızmaz" diyormuş. "Yok yok kızmaz" deyip kıkırdamaya başlamış bizim afacanlar. Ama biz böyle ne yapacağız biraz su koy da çorba olalım demişler. Çorba kıvamına gelene kadar su ekleyen minik torun yemek yağsız olur mu diye taze sızma zeytinyağından da eklemiş bir güzel. Telefon konuşması biten nine mutfağa gelince bir tencere çorbaya bakıp gülmüş “gene neler yaptınız bakalım” diyerek. Çorbadakiler hep bir ağızdan “ bizi senden daha çok seviyor” diye bağırmışlar. Nine de "hiç olur mu öyle şey hepinizin yeri ve mevsimi ayrı" deyip bir kaşık almış çorbanın tadına bakmak üzere. Ve torununa sarılmış "ne güzel bir çorba bu ellerine sağlık" diyerek. Öğle yemeğinden önce nine yıkayıp ufak ufak doğradığı dereotlarını ve bir parça tuzu da karıştırmış bu lezzetli çorbaya. Yemekte tüm aile bayılarak içmiş  ve hepsi de tebrik etmişler iyi kalpli afacanı.

Soğuk Ayran Aşı

(Tarif; 100de100 Marifet)

• 2 su bardağı haslanmış yarma (aşurelik buğday)

• 1 su bardağı haslanmış nohut

• 1 tane salatalık

• 1 yemek kasığı mayonez

• 1 demet dereotu

• 1-2 dis sarmısak

• tuz

• 1 kase yoğurt, zeytinyağı, kekik

Hafif ısıtılınca da nefis oluyor : )