Gencecik bir kadına dair filmin
sürüklediği, klasik elimde bugünlerde... Anne babasının, dönemin önemli
entelektüellerinden olduğu düşünüldüğünde kitaplarla harmanlanmış hayatı ve
zorlukları... Erken yaşlarında tanışıp evlendiği kocasıyla yaşadıkları... Ve
Frankenstein'ı yazışı... Bu kitabın yazarının kadın olduğunun bile farkında
değilmişim diyorum şaşkınlıkla.
Frankenstein'ı, kocasının
yaşattıklarından sonra yazdığını düşünüyorum önce. Percy'nin, Mary'i ne hale getirdiğine dairmiş gibi geliyor. Oysa
kitabın girişinde, Lord Byron'ın misafiri olduklarında, eğlence için yazmak
istedikleri hayalet hikayelerinden ilham aldığını anlatıyor. Kocasının, sürekli
teşvikinden bahsediyor.
Sanayi devriminin filizlendiği, Percy
Shelly'nin odasında türlü teçhizatla deneyler yaptığı bir dönem. Mary'nin böyle
bir ortamdan etkilenmemesi imkansız düşününce. Ama 19-20 yaşlarında bu kadar kuvvetli
bir kitap yazması dehasına dair olmalı... Frankenstein dendiğinde zihnimde
canlanan tip kitapla birlikte gidiyor. Uzun, siyah saçlı bembeyaz dişli, incecik
sarı derisinin altından görünen kas ve damarlardan bahsediliyor, ne kadar
iğrenç olduklarından! Üstelik Franskenstein yaratıcısının adı, yaratığın değil!
Kitabın nasıl ilerdiğini merak etsem de, okumayı kış günlerine bırakacağım
sanırım. Bu arada Mary Shelly hayranlıkla anacağım kadınlar arasına çoktan girdi
bile...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder