30 Aralık 2018 Pazar

Sürüklenme - Latife Tekin




Ağır soğuk algınlığı, uyku, uykusuzlukla geçen günlerde elimdeydi Sürüklenme. Bilinçle uyku arasında sanrılara teslim olmak gibiydi sayfalarda ilerlemek. Sanki bir masalda bir kadının peşinde sürükleniyordum. Oysa anlatıcının ne adı ne cinsiyeti belliydi.  Bir yandan öksüren, nefes almakta zorluk çeken, ayakta duramayan bir okur diğer yanda oradan oraya sürüklenen, "toprakla arayı soğutan"  bir anlatıcı...

Bir masal okuyordum sanki dedim ya uykuyla uyanıklık arasında... Cümlelere serpiştirilenlere hayran, buruk, rahatsız eden bir masal... Örgütten, örgütün kaybolan parasından, örgüte para toplamaya çalışan birinin yaşadıklarından bahseden bir kitap. Anlatıcı, dur demeyi düşünürken neden devam ettiğine değiniyor  bir yandan. Usul usul anlıyorsunuz her şeyi. Anlamlandırıyorsunuz. Ölen yakınınızla özdeşleşerek onun sorumlulukları ardında sürüklenmek ya da kayıp gençlere yardım eli uzatmak.

Altta çürüyen toplumun ev sahipliği yaptığı, bireye kadar uzanan katmanlar arasında gidip geliyorsunuz. Bildik hikayeler, çıkarlar, sürüklenmeler, sürüklenmeler... Kendinize dönüyorsunuz o arada... 

Latife Tekin, muhteşem bir kadın... Gümüşlük Akademisi'ne can vermenin ötesinde ayakta kalması için mücadele veren güçlü bir yazar... Doğayla dost bir yaşam süren, toplumsal sorumluluk  sahibi yazarın kaleminden çıkan masalsı cümleleri merak ediyorum her daim. Sürüklenme'de de koruduğu bu dil; ablasının zamansız ölümüyle, onun ardında bıraktıklarını görev ve dost edinerek yaşamını sürdüren bir "kadın"la birlikte olanların  hikayesi... (Nedir bu kadın ısrarı anlasam : ) )    

"Düşünmedim değil aslında, hayat bize her türlü ölümcül karşılaşmadan sıyrılma şansı tanıyor, otoban kıyısında arabadan indiğimizde bir an aklımdan geçti bu, sapa yer, uygunsuz vakit, tuhaf biçimde uzuyordu hikaye.
Gelecekte bir gün başımıza dert açacak insanlarla her şeyin öncesinde yolumuz bir defa kesişir.
Tehlikeyi sezip durumu kavrayabilseydim sonsuza dek kurtulacaktım ondan işte, hayalet karşılaşmaydı bu." * Giriş.  



 Arka Kapak

"Yüzümüze ölümün gölgesi düştüğünde hayat ısrarla yaşama şansı tanımak istiyor bize, türlü biçimlerde uyarıp tekrar tekrar sınıyor bunun için.

Sürüklenme'nin isimsiz anlatıcısı görünüşte sivil toplum örügütü gibi işleyen bir oluşumun destekçisidir. Bir yolculuk dönüşü, önce uçakta karşılaştığı tekinsiz bir kişinin, sonra bir kahini andıran karizmatik taksicinin, hatta gökyüzü ve yeryüzündeki tarifsiz güçlerin tesiri altında sürüklenip durur. Örgüte kaynak temin etmek için Türkiye'deki büyük şirketlerin yuttuğu beldelerde ve Rusya'dan İngiltere'ye, Yunanistan'dan Almanya'ya yolculuk eden anlatıcı, bir taraftan örgütün kuruluş amacı konusunda, lideriyle derin bir hesaplaşma içine girer. Öte yandan da kimsesiz, ayrıksı ve ele geçmez gençlere sahip çıkarak kendi hayatına anlam vermeye, yaşadığı derin hüsranı ve zamanımıza has yersiz yurtsuzluk hissini, sevgi açlığını tedavi etmeye çalışmaktadır.

Latife Tekin, Manves City'yle aynı anda yayımladığı Sürüklenme'de Türkiye'nin bu acımasız ve hoyrat günlerine ayna tutuyor. Manves City'le birbirine el uzatan Sürüklenme, süregelen toptan yıkıma karşı yeni mücadele yollarının, çaresiz yetişkinlerin, sahipsiz, yoksul, yalnızlaştırılmış gençliğin ve onların yeni bir hayal kurma, sürüklenirken tutunma çabalarının romanı.

#işçi #işsizlik #yalnızlık #intikam #çevrekirliliği #doğakatliamı #arayış #siviltoplumörgütleri"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...