1 Kasım 2018 Perşembe

ARA ile bir ARA - Ekrem Ataer



Anadolu'yu adım adım gezip, öğrenmek nasıl bir tutku, her seferinde farklı sürprizler barındıran bir yolculuksa benim için fotoğraf da bir yolculuk olarak girdi hayatıma. Kaydetme ihtiyaçları doğrultusunda kendine yer açtı ısrarla. Benim gibi teknoloji özürlü biri için bu nasıl zor tahmin edemezsiniz. Zaman içerisinde insan hallerini tüm gerçekliğiyle kaydedebilmenin büyüsüne kapıldım ve sanırım gerçekten etkilendiğim fotoğraflar bu yönde ilerliyor.

Bir dolu kelimeyle ifade etmeye çalıştığım onca şeyi tek karede insanı şaşkına çeviren anlamlarla ifade edebilmenin nasıl bir yetenek bir çeşit büyücülük olduğunu düşünmeye başladım sonra. Usta'nın dediği gibi edebiyat çözümlerken fotoğraf durumu yansıtıyordu. Ve unutulmaz çarpıcı karelerle hafızaya kazınıyordu insan, mekanlarıyla beraber...

Koca bir çınar, neredeyse Cumhuriyet'le yaşıt bir çınar daha bırakıp gitti bizi. İzlerini takip ederken hayatı hakkında daha çok şey öğrenmek istedim. Kendini, kendine has uslubuyla tatlı tatlı anlatıyor hep olduğu gibi. Gülerken bir yandan çokca düşünerek okumak, Ara Güler'i dinler gibi... Yaşadığı dönemi, kişiliğini, dünyaya, insana, sanata dair görüşlerini okurken korkusuz tavrına eklenen bu ülkeyi içine çekmiş Ustalığına bir kez daha hayran kaldım. Sözlerine kulak vermek için beklemenin ne anlamı var?


Arka Kapak

"Salvador Dali'ye "Faşisttir o herif" diyen de odur. "Fidel Castro'dan çok etkilendim." diyen de.

Meslektaşına zulüm yaptı diye patronu sille tokat dövüp, ceketini alıp çıkan da odur.

Yıllarca hayal ettiği dünya starını karşısında görünce çekmekten vazgeçen de.

Atatürk'ün önünde fotoğraf çektirmeyen başbakanı dakikalarca kovaladıktan sonra punduna getirip çeken de odur, Allah yazılı camii duvarında iki çarşaflı kadını çekmek için saatlerce bekleyen de o.

"O artık bizden" diye sevinenlere "hiçbirinden değilim, doğru bildiğini söyleyen ve işini yapan bir foto muhabiriyim." diyen de odur.

Afrodit ve Nuh'un gemisini aynı kadrajda buluşturan da odur.

6-7 Eylül'ü bütün gerçekliğiyle yaşayan da, 4 kere savaş cephelerinde kurşun yağmuru altında kalan da.

Bu kitapta Ekrem Ataer'in Ara Güler'le yaşanmışlıkları üzerinden yaptığı sohbetlere ve inanılması güç hikayelerine tanık olacaksınız.

Asıl önemlisi o hikayeler ve dönemsel tasvirler, bize o günden ziyade bugünkü halimizi işaret edecek!

ARA ne diyor?

Ara Güler; 90 yıllık ömrüne sığdırdığı anıları ve fotoğrafları ile aslında yaşamsal bir tez sunuyor. Bu tez Ekrem Ataer'in kalemi ve kurgu gücü ile hepimizi yıllar öncesine götürüp tekrar bu güne ve asıl önemlisi geleceğe taşıyacak. "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...