20 Temmuz 2017 Perşembe

Aşkın Yedi Menzili – Haluk İnanıcı



Tarih yazıcıları, gücü elinde tutana dair geçmişi yazıyorsa eğer  “gerçek nedir”, “tarih nedir” soruları her zaman bir köşeden sinsi sinsi gülümseyerek bakmaya devam eder mi sahi? 12.yüzyılda Moğollardan kaçan onca insanın Anadolu’ya savrulmasını merak ettiğimden beri o döneme farklı bakar, inceler oldum. Mesela böyle bir kaçış olmasa Bahaeddin Veled, Belh’ten oğlu Rumi’yle yola çıkar mıydı? Kısacası Mevlana’nın mezarı bugün Konya’da olur muydu?

12.yüzyılda Moğolların yaptıklarını anlamaya çalışırken, henüz 11.yüzyıl Haçlı Seferlerinin zulmünü silmemiş bir Anadolu’dan bahsediyoruz. Hal böyle olunca Ruhban sınıfını reddedenlerin ortaya çıkması kaçınılmaz diyebilir miyiz? Öte yandan Müslümanlar da bilgi, alçakgönüllülüğün ön planda olduğu inanışlar geliştirmemişler mi?

Zaman Yeli’nin girişi, Baba İshak ayaklanmasıyla gözlerine mil çekilmiş Frank askeri ve sağır bir kilise ressamıyla başlıyordu. Aşkın Yedi Menziliyse Baba İshak ayaklanmasıyla başlıyor. Bu dönemleri romanlardan okuyup canlandırmak, yan okumalarla desteklemeye çalışmak gerçekten zevkli geliyor. Kişiler, hayalde canlanınca olaylara girmek, anlamaya çalışmak daha kolay. Öte yandan Müslümanlara karşı savaşanlarla birlik olup, aynı dinden olanları birbirine kırdırmak aklıma takılıyor. Yani Selçuklu’nun Roma’nın yardımıyla bir isyanı bastırmasını duyduğumda şaşırdım. Rüya Körü'nde Kılıçaslan, Roma sarayında misafir olarak kalıyordu. O konu burada da geçmiş ve daha sonra Gıyaseddin’in yardım almasına çok şaşırıyorum. Aklıma ister istemez Arapların Gözünden Haçlı Seferleri geliyor. O zaman da Arapların birbirleriyle birleşmek yerine sürekli birbirlerinin kuyusunu kazmalarına çok şaşırmıştım. Oysa siyasetten bahsediyoruz...

“Allah ne zaman güç verdiyse bize, düşmanımıza benzedik hep.” Sh295

Dedim ya aynı dönemlere ait romanları peş peşe okuyup, kaybolmayı çok sevdim. Aşkın Yedi Menzili’nin girişinde bir harita olmasını da. Kitaplarda hep ararım böyle haritaları, oysa romanlara eklemiyorlar nedense. O dönem, o döneme dair inanışlar hassas konular ve henüz yolun çok başındayım. Hep dediğim gibi dinler tarihi özellikle Ortadoğu ve Anadolu bir labirent. İşin içinden nasıl çıkacağımı siz söyler misiniz? Ah aşkı nasıl unutabiliriz? O kısım da romanın sürprizlerinden olsun o zaman…

Arka Kapak

“İsterseniz Selçuki, Farsi, Rumi; isterseniz Ermeni, Sami, İbrani topraklardan hatta hakikatin bağrından kopup gelen, sevdiği kadını arayan bir aşık deyin; isterseniz alın elinize kalbimi, işitin sizin için atan nağmeleri. Ben ki nurunu Allah’tan, sabrını imandan almışım; ömrümü “hal ve kal” arasında geçirmişim, nice pir, rind, kalender tanımışım, yolları seccadem bilmişim de gelip size “camı ceminizden mey verin bana,” demişim. Sultanım siz de bakın bakalım, içtiğiniz su, yediğiniz ekmek kadar gerçek miyim, yoksa sizin için deli divane miyim?

13.yüzyılda,Diyarı Rum’da Tebrizli Arif’in, Taşbek Baba’nın, Porine’nin, Mahperi Sultan’ın iç içe geçen yolculuğu… Başka türlü Müslümanlarla, ruhban sınıfını kabullenemeyen Hıristiyanların yol arkadaşlığı… İsa’nın çocukları, Ali’nin çocukları için yas tutuyor, mumlar yakıyor…

Aşkın Yedi Menzili, ezber bozanların hikayesi…

Aşkın ve adaletin romanı…

Haluk İnanıcı, çitlembik ağacının gölgesinde gördüğü düşleri anlatıyor… Fısıltıları dillendiriyor…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...