Minyatürlerle ilgili kitapları alırken
kasanın yanında duranlara göz gezdirdim ister istemez. Ve almadan edemedim
Kısas-ı Enbiya’yı. Mitoloji ya da dinler tarihi dendiğinde hep aynı konuların
geçtiği ya da bu konuların ille de belli kesimlerin tekelindeymiş gibi davranıldığı
şu dönemde tatlı tatlı okunan bir kitap. Bildik konular, bildik hikayeler olsa
da tekrar tekrar okumanın beslediğini düşünüyorum, en azından kendi adıma… Kitaptaki
çizimleri incelemeye çalıştım ama maalesef aklımda bir dolu soru işareti kaldı.
Belki daha iyi anlayan biriyle bakmak hoş olabilir.
“Lokman bir dudağı yoğun, tabanı
yarık, kara bir kimseydi. Bir nice kişiler dediler ki: “Lokman’a peygamberlik
ile bilgelik arasında erk verildi. Bunun üzerine bilgeliği seçti.”
Lokman aydın bir kişiydi. Tanrı’yı
severdi, Tanrı da onu severdi…
Bir gün Lokman gündüz ortasında
uyuyordu. Gökten bir ses geldi ki: “Ey Lokman diler misin ki Tanrı seni
yeryüzünde yargıç kılsın, insanlar içinde adalet dağıtasın?” Bunun üzerine
Lokman o sesi yanıtladı ve dedi ki: “Tanrım beni erkli kılarsa sağlığı seçeyim
ve belayı kabul kılmayayım.” Bunun üzerine melekler bir sesle Lokman’a işitecek
biçimde söylediler ki: “Ey Lokman, yargıçlığı niçin kabul etmezsin?” Lokman
dedi ki: “Onun için ki yargıç yolların en gücünde yürür ve menzillerin en
katısı içindedir. Doğru yoldan yürürse kurtuldu. Yoldan çıkarsa uçmak yolundan
da çıkar. Kim dünya içinde hor ölürse aziz ölenden yeğdir. Her kim dünyayı
ahrete yeğlerse dünya elinden çıkar ve ahret de eline girmez.” Bunun üzerine
melekler onun bu güzel sözlerine şaştılar.” Sh 87
Arka Kapak
“Orhan Duru, “Türkçe hikaye”nin
kaynaklarına tutkun bir yazarımızdı. 1979 yılında, kutsal kitaplarla geleneksel
halk anlatılarında peygamber kıssalarının aldığı biçimlerin ve aktarıldığı
Türkçenin günümüz öykücülüğüne esinler getireceği inancıyla, bu güldesteyi
hazırlamış, yine bir başka öykücümüz Cihat Burak ona desenlerle eşlik etmişti.
‘Hep duyup da adını koyamadığımız
kaynağı burada bir ucundan yakalıyoruz. Yaradan, yaratı, yaratılış, yaratıklar,
yedikat yeryüzü ve gökyüzü, devinen yıldızlar, insanın ortaya çıkışı,
yalvaçlar, Babil kulesi, Nemrut, Süleyman ve Belkıs, Anka ve Hüdhüd kuşları, Yedi
Uyuyanlar, hepsi bir arada. Neredeyse büyülü bir kurgu emrindeyiz.””
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder