7 Eylül 2016 Çarşamba

Tatar Çölü – Dino Buzzati



İşe alımlarda gençlere öncelik tanınmasına çok şaşırırdım eskiden. Çok genç, dinamik, günler ve gecelerce çalışabilecek durumdaydım, çalıştım. O yaşlarda her şeyin mümkün olduğunu düşünür ya  insan, Mungan’ın “gelecek uzun sürer” dediği yaşlardan bahsediyorum… Sahi gelecek uzun sürerdi değil mi?


“Yine de zaman, gitgide daha hızlı bir biçimde akıp gidiyordu; sessiz ritmi yaşamı parçalara ayırıyor, insan geriye bir göz atmak için bile duramıyordu. “Dur! Dur!” diye bağırmak istiyor ama sonra bunun hiçbir yararı olmadığının farkına varıyordu. Her şey, insanlar, mevsimler, bulutlar, her şey kaçıp gidiyordu; insanın taşlara bir kayanın tepesine asılması da yararsızdı, yorulan parmaklar gevşiyor, kollar, cansız bir şekilde düşüyor ve insan kendini bu çok yavaşlamış gibi görünen ama hiç durmayan ırmağa kapılmış buluveriyordu.” Sh 192

Askeri okuldan mezun olan teğmen Giovanni Drogo, neredeyse kuş uçmaz kervan geçmez sınır bölgesindeki Bastiani Kalesi’ne tayin olur. Çok gençtir, umutlarla dolu kaleye doğru yola çıkar. Öyle ya parlak bir kariyer beklemektedir kendisini…

“Annesi, dönüşünde Drogo’nun kendisini yeniden o dünyada hissedebilmesi ve orada, uzun yokluğuna rağmen yeniden bir çocuk olarak kalabilmesi için, odasını öylece saklayacaktı; yaa… demek ki annesi, bir daha hiç geri gelmemek üzere yitip gitmiş bir mutluluğu olduğu gibi koruyabileceğine, zamanın akışını durdurabileceğine, oğlu geri geldiğinde kapı ve camları açmakla her şeyin eskisi gibi olabileceğine inanıyordu..” Sh8

Kaleye giderken karşılaştığı Yüzbaşı Ortiz’in anlattıkları, kale göründüğünde durup seyretmeleri pek de umursanmaz en başta. Daha ilk sayfalardan bir Godot’u Bekleme vakası diye geçiriveriyor insan, daha da ağırının beklediğini fark etmeden… İtiraf ediyorum, okurken içim şiştikçe şişti diyebilirim, bu yazarın durumu çok iyi ifade etmesinden kaynaklanıyor desem…  

Bastiani Kalesi, sağında solunda yüksek dağlar, güneyinde vadi, kuzeyinde Tatar Çölü olan neredeyse unutulmuş olarak tanımlanıyor. Öyle ki oradan düşman gelmesi imkansız olarak görüldüğü için umursanmayan bir kale haline gelmiş. Buraya gelen askerler günlük hayatın sıradan alışkanlıklarına, bir nevi kolaya, çarçabuk kanarak bekliyorlar, hayaller kurarak bekliyorlar. Kuzeyden gelecek düşmana karşı kazanacakları kahramanca zaferi düşünerek günler, aylar, yıllar boyunca bekliyorlar. Çok sıkı kurallara uyarak, kalabalık bir gurup asker bambaşka, izole bir toplum hayatı yaşıyor. Bu yalıtılmışlık haliyle Veba geliyor aklıma. Karantina altına alınan şehirde yaşayanlar gibi belki de… Burada o bekleme hali, gençlikten yaşlılığa fark etmeden geçiş çok iyi anlatılmış.

“O zamana değin, çocukken sonsuz gibi görünen bir yolda yılların yavaş yavaş ve hafifçe geçtiği, böylece hiç kimsenin akıp gittiklerinin ayırdına varmadığı bir yolda, hep ilk gençliğinin kaygısızlığıyla ilerlemişti. İnsan bu yolda, sakin sakin, çevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gerçekten hiç gerek yoktu, ne arkanızda sizi sıkıştıran ne de tabii bekleyen birileri bulunurdu, arkadaşlarınız da kaygısız, oynamak için sık sık durarak ilerlerlerdi. Evlerinin kapısından büyükler size dostça selam verir ve suç ortaklığı dolu gülüşlerle ufku gösterirlerdi; böylece yürek yiğitçe ve tatlı arzularla çarpmaya başlar ve insan kendisini az ötede bekleyen harikulade şeylerin umudunu tadar; gerçi o şeyler henüz uzaktadır ama bir gün onlara ulaşılacağı kesin, tartışmasız bir biçimde kesindir.” Sh 48-49  

Canım okuma arkadaşım Necla’nınhediyesi olan Tatar Çölü, biraz yordu, sıktı evet ama yapmak istediklerime karşı içimi istekle doldurdu. Zamanın ne çabuk geçtiği, hala sağlıkla nefes alıyorken yapmak istediklerimizi biran önce hayata geçirmemiz gerektiğini hatırlattı diyebilirim.

“Önünde öyle çok zaman vardı ki! Tek bir yıl bile ona bitmez tükenmezmiş gibi görünüyordu oysa güzel yıllar daha henüz başlamaktaydı; yıllar sonu gözükmeyen sınırsız bir diziye, insanın uğruna biraz sıkılmayı göze alabileceği halen hiç el değmemiş ve görkemli bir hazineye benziyordu.
Ona “Dikkat et Giovanni Drogo!” diyecek hiç kimse yoktu. Gençliğinin solmaya başlamış olmasına rağmen, inatçı bir yanılsama sonucu, yaşam bitmek bilmezmiş gibi görünüyordu gözüne. “Sh75

“Yavaş yavaş kendine güveni azalıyordu. İnsanın tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması çok zordur. İşte tam da o dönemde, Drogo, insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduklarını fark etti, birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendine ait oluyor, hiç kimse acıyı birazcık olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde diğerlerinin, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti.” Sh 193


Arka Kapak;

“İtalyan Edebiyatının köşe taşlarından Dino Buzzati’nin ilk romanı olan Tatar Çölü, modernist edebiyata yapılmış en önemli katkılardan biri.

Genç  Teğmen Giovanni Drogo, ilk görev yeri olarak Tatar Çölü’ndeki Bastiani Kalesi’ne tayin edilir. Uzun boylu kalmak istemediği bu sınır bölgesinde geçirdiği seneler ona, vaktiyle gözünde büyüttüğü zafer tutkusunun kofluğunu ve askerlik hayatının monotonluğunu öğretir. “Yaşamı boyunca beklediği an” bir türlü gelmez. Zamanla “sesi, ihtiyar sesine dönüşür”, “bakışları çok yaşlı bir adamın bakışları gibi sarımtrak ve camdan bir görünüş alır”. Varoluşun anlamsızlığı, boylu boyunca serilir önüne. 

Gündelik hayatın durağan ritmi, alışkanlıkların uyuşturucu etkisi ruhunun derinliklerine işlerken Tatar Çölü’nün sadece kendisinin değil aynı zamanda insanlığın sınır bölgesi olduğunu anlar. Edebiyatta Beckett, Camus ve Kafka’nın başlattığı varoluşsal sorgulamaya karmaşık bir boyut katan, zengin bir anlatı Tatar Çölü.


“Tatar Çölü, sadece aklıyla hareket ettiğini düşünen insanlara meydan okumak gibi büyük bir riski göze alan, sıra dışı bir roman.” Tim Parks”

2 yorum:

  1. Sisirdim seni ��ama olsun erteleme öğüdünü almışsın. Daha nice birlikte okumalarimiz olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her kitap ihtiyaç anında gelir iyi salladı beni teşekkür ederim inşallah çoook uzun zamanlarda birlikte okuyalım

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...