Anadolu’yu adım adım gezme fikri
bile kalp atışlarımın hızlanmasına neden olurken, gittiğimde yaşadığım keşif
heyecanını tarif edebilmek isterdim. Böyle bir cenneti trenle gezmeye
çalışmaksa son bir yıldır mutlulukla yaptığım bir proje, olabildiğince…
Hal böyleyken Elazığ ve
Malatya’ya gitme fırsatı doğduğunda tren alternatiflerini araştırmaya
girişmiştim hevesle. Biri Tatvan’dan gelen Van Gölü Ekspresi’ydi, diğeri
Adana’dan gelen Fırat Ekspresi. Adana adını gördüğümde gözlerim parladı! (Her ne kadar Tatvan için de heyecanlansam da günleri sınırlıydı.)
İnsanın çok sevdiği yerlere
tekrar gitme olanağının çıkması nasıl da heyecanlandırıyor insanı. Adana, Yaşar
Kemal Usta’nın Anavarza’sıyla bütünleşmişken zihnimde, buna merkezdeki Ulu
Camii de eklendi zamanla. Her ne kadar bu sefer Anavarza’ya gidemeyecek olsam da
ziyaret edeceğim yerleriyle bu şehir
bana çok iyi gelecek biliyorum, yüzümde silemediğim gülümseme…
Yani biran önce tren güzergahının
başlayacağı şehre gitme yollarını araştırmaya başlamalı. Geçen sefer
Kayseri’den Erciyes Ekspresi’yle gittiğim için aynı yolu tekrarlamak yerine
otobüsle gideyim dedim. Belli mi olur deyip uçak biletlerini kontrol ettiğimde
ucuz bilet bulunca çok sevindim doğrusu. Gece yapılan otobüs yolculukları
genelde yorgunlukla bittiği için ucuz uçak bileti her zaman tercihim.
Zaman su gibi akıyor, birden uçağa bu kadar yakın dağ görmediğimi düşünürken buldum kendimi. Sahi Erciyes miydi derken sıradağlar beliriyor. Pek muhtemel gürültülü heyecanlanmış olmalıyım. Evde çok az işiten kurabiye hanımla birlikte oturunca fısıltıyla konuşamamak, ses ayarlayamamak gibi bir durum oluştu yıllar içinde.
Yani demek istediğim tam bir
“gördümcük” olarak biraz gürültü yapmış olabilirim uçakta. Hosteslere de gürültüyle
sormuş olabilirim, etraftakiler deli mi bu demiş olabilirler, hatta pilot da
demiş olabilir, ona sordurduğum için. Sonuç mu bembeyaz zirveleriyle Toroslar’ın
üzerinden geçmenin aklımı başımdan alan hali! Bir de onca yıl
eteklerinde yaşadıktan, otobüs yolculukları yaptıktan sonra Usta’nın Toroslar’ı
kuşbakışı gördüğünde neler hissetmiş olabileceği düşünceleri...
Sahi Adana Elazığ arası yaptığım
tren yolculuğunu anlatacaktım değil mi? Ama gelmişken Ulu Camii’ye uğrayıp dua
edeyim. Biraz vakit geçireyim orada.
Taburelere oturup çay içeyim,
tahinli simit yiyeyim, yan masadaki kalabalık guruba kulak misafiri olayım.
Karşıda oturan amcaları inceleyeyim, birkaç kare almayı deneyeyim. Hafif
güneşte kendimle kalayım, dingin atmosferi içime çekeyim bir güzel…
Bu arada akıllı mı akıllı Ramazanoğlu
Bey’i tarafından yapılan bu caminin ince uzun iç mekanının Arap tarzı olduğunu
öğrenmiş olduğumu söyleyeyim. İçine girdiğinizden alışılan genişlik yerine
ince, uzun bir yerle karşılaşmak değişik gelmişti çünkü bana. Bu konuda Doğan Kuban
hocanın Anadolu mimarisine dair kitabı nefis. Adana gezimi bir arkadaşımı
arayarak taçlandırıyorum, yok bu sefer şehre uzaklığı nedeniyle üniversite
kayıkhanesine gitmiyoruz. Merkezde batan güneşe bakarak çaylarımızı
yudumluyoruz. Benim için en güzel keşiflerden biri Merkez Camii’nin çok
yakınlarından Ulu Camii’nin minaresini ve saat kulesini görmek oluyor. Yani
onca indi bindiye gerek olmadan merkezdeki taş köprüden geçerek beş dakika
yürüyeceğim bir dahaki sefere. (Bir dahaki sefere! Allah söyletti, hadi
inşallah)
Sonunda nefis çinili girişiyle
Adana garındayım. Günlerden 1 Mayıs ve giriş kapanmış gibi gözüküyor. Tatil mi
yoksa diye kısa bir panik anından sonra içeri giren insanları görüyorum, trenin
kalkmasına kısa bir süre var. Çağrı merkezinden aldığım bileti kağıda
döktürüyorum. Ve yerime kurulmak üzere trene gidiyorum.
Harikulade.
YanıtlaSilDarısı başımıza.
Süper.
maşallah.
ihmalkar anne ama sebebi iyi.
bence de sebep iyi :)
SilHayranim size! ne büyük mutluluk insanin kenid memleketini böyle gezip tanima firsati bulabilmesi!
YanıtlaSilEminim Adanali arkadasim bu kadar tanimiyordur Adanay`yi:)9Diger yerlerde harika,tarih kokuyor heryer,birgün bizlerede kismet olabilmesi umudum:)) Sevgiler Mine hanim...
(az evvel Face`te fotografinizi gördüm,hemen buraya yazmak istedim,cok cici görünüyorsunuz:))
çok teşekkür ederim belki ben de Samsun'u bu kadar tanımıyorumdur hani nasılsa buradayız diye bazı şeyleri erteliyoruz ya :) sevgiler
Silumarım elazıgı gezme fırsatınız olmustur ve begenmıssınızdır malum trenler sadece sehrın ücra köşelerinde geziniyor... elazıgdan sevgıler
YanıtlaSilyooo tren garları genelde merkezde çoğu yerde yani benim görebildiğim yerlerden bahsediyorum ... Elazığ ve tabii ki ayrılmaz parçası Harput'u gezdim olabildiğince hiç ummadığım yeşilliğini ve tarihi eserlerini çok sevdim
Sil