12 Mayıs 2015 Salı

Trenle Anadolu 6 - Adana - Elazığ - Malatya -1


Anadolu’yu adım adım gezme fikri bile kalp atışlarımın hızlanmasına neden olurken, gittiğimde yaşadığım keşif heyecanını tarif edebilmek isterdim. Böyle bir cenneti trenle gezmeye çalışmaksa son bir yıldır mutlulukla yaptığım bir proje, olabildiğince… 



Hal böyleyken Elazığ ve Malatya’ya gitme fırsatı doğduğunda tren alternatiflerini araştırmaya girişmiştim hevesle. Biri Tatvan’dan gelen Van Gölü Ekspresi’ydi, diğeri Adana’dan gelen Fırat Ekspresi. Adana adını gördüğümde gözlerim parladı! (Her ne kadar Tatvan için de heyecanlansam da günleri sınırlıydı.)

İnsanın çok sevdiği yerlere tekrar gitme olanağının çıkması nasıl da heyecanlandırıyor insanı. Adana, Yaşar Kemal Usta’nın Anavarza’sıyla bütünleşmişken zihnimde, buna merkezdeki Ulu Camii de eklendi zamanla. Her ne kadar bu sefer Anavarza’ya gidemeyecek olsam da ziyaret edeceğim yerleriyle bu şehir  bana çok iyi gelecek biliyorum, yüzümde silemediğim gülümseme… 


Yani biran önce tren güzergahının başlayacağı şehre gitme yollarını araştırmaya başlamalı. Geçen sefer Kayseri’den Erciyes Ekspresi’yle gittiğim için aynı yolu tekrarlamak yerine otobüsle gideyim dedim. Belli mi olur deyip uçak biletlerini kontrol ettiğimde ucuz bilet bulunca çok sevindim doğrusu. Gece yapılan otobüs yolculukları genelde yorgunlukla bittiği için ucuz uçak bileti her zaman tercihim. 


Zaman su gibi akıyor, birden uçağa bu kadar yakın dağ görmediğimi düşünürken buldum kendimi. Sahi Erciyes miydi derken sıradağlar beliriyor. Pek muhtemel gürültülü heyecanlanmış olmalıyım. Evde çok az işiten kurabiye hanımla birlikte oturunca fısıltıyla konuşamamak, ses ayarlayamamak gibi bir durum oluştu yıllar içinde.

Yani demek istediğim tam bir “gördümcük” olarak biraz gürültü yapmış olabilirim uçakta. Hosteslere de gürültüyle sormuş olabilirim, etraftakiler deli mi bu demiş olabilirler, hatta pilot da demiş olabilir, ona sordurduğum için. Sonuç mu bembeyaz zirveleriyle Toroslar’ın üzerinden geçmenin aklımı başımdan alan hali! Bir de onca yıl eteklerinde yaşadıktan, otobüs yolculukları yaptıktan sonra Usta’nın Toroslar’ı kuşbakışı gördüğünde neler hissetmiş olabileceği düşünceleri... 

Sahi Adana Elazığ arası yaptığım tren yolculuğunu anlatacaktım değil mi? Ama gelmişken Ulu Camii’ye uğrayıp dua edeyim. Biraz vakit geçireyim orada. 


Taburelere oturup çay içeyim, tahinli simit yiyeyim, yan masadaki kalabalık guruba kulak misafiri olayım. Karşıda oturan amcaları inceleyeyim, birkaç kare almayı deneyeyim. Hafif güneşte kendimle kalayım, dingin atmosferi içime çekeyim bir güzel…  


Bu arada akıllı mı akıllı Ramazanoğlu Bey’i tarafından yapılan bu caminin ince uzun iç mekanının Arap tarzı olduğunu öğrenmiş olduğumu söyleyeyim. İçine girdiğinizden alışılan genişlik yerine ince, uzun bir yerle karşılaşmak değişik gelmişti çünkü bana. Bu konuda Doğan Kuban hocanın Anadolu mimarisine dair kitabı nefis. Adana gezimi bir arkadaşımı arayarak taçlandırıyorum, yok bu sefer şehre uzaklığı nedeniyle üniversite kayıkhanesine gitmiyoruz. Merkezde batan güneşe bakarak çaylarımızı yudumluyoruz. Benim için en güzel keşiflerden biri Merkez Camii’nin çok yakınlarından Ulu Camii’nin minaresini ve saat kulesini görmek oluyor. Yani onca indi bindiye gerek olmadan merkezdeki taş köprüden geçerek beş dakika yürüyeceğim bir dahaki sefere. (Bir dahaki sefere! Allah söyletti, hadi inşallah)


Sonunda nefis çinili girişiyle Adana garındayım. Günlerden 1 Mayıs ve giriş kapanmış gibi gözüküyor. Tatil mi yoksa diye kısa bir panik anından sonra içeri giren insanları görüyorum, trenin kalkmasına kısa bir süre var. Çağrı merkezinden aldığım bileti kağıda döktürüyorum. Ve yerime kurulmak üzere trene gidiyorum. 

6 yorum:

  1. Harikulade.
    Darısı başımıza.
    Süper.
    maşallah.
    ihmalkar anne ama sebebi iyi.

    YanıtlaSil
  2. Hayranim size! ne büyük mutluluk insanin kenid memleketini böyle gezip tanima firsati bulabilmesi!
    Eminim Adanali arkadasim bu kadar tanimiyordur Adanay`yi:)9Diger yerlerde harika,tarih kokuyor heryer,birgün bizlerede kismet olabilmesi umudum:)) Sevgiler Mine hanim...

    (az evvel Face`te fotografinizi gördüm,hemen buraya yazmak istedim,cok cici görünüyorsunuz:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim belki ben de Samsun'u bu kadar tanımıyorumdur hani nasılsa buradayız diye bazı şeyleri erteliyoruz ya :) sevgiler

      Sil
  3. umarım elazıgı gezme fırsatınız olmustur ve begenmıssınızdır malum trenler sadece sehrın ücra köşelerinde geziniyor... elazıgdan sevgıler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yooo tren garları genelde merkezde çoğu yerde yani benim görebildiğim yerlerden bahsediyorum ... Elazığ ve tabii ki ayrılmaz parçası Harput'u gezdim olabildiğince hiç ummadığım yeşilliğini ve tarihi eserlerini çok sevdim

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...