6 Ekim 2014 Pazartesi

Koşmasaydım Yazamazdım - Haruki Murakami



Sahilde Kafka, bir girdapla içine çekerken birden bırakıvermiştim okumayı,  aylar aylar önce. Tam olarak kitabın orta yerlerinde, kahraman bir odada bir yatakta ben bir odada koltuktayken… Bir daha elime almayışıma neden bulmaya çalışıyorum ara ara, konu seviyor olduğum türden, ilerleyiş de öyle, peki ama neden bu bırakış?  Tam bir cevap bulabilmiş değilim henüz.

Bir süre sonra “Koşmasaydım Yazamazdım”  başlığına rastlıyorum, rengarenk bir kapakla. Murakami’nin  hayatına dair yani roman değil! Değişik gelen bir başlık, yakınlaşmak için bir fırsat olabilir mi diyerek başlıyorum okumaya. Sayfalar şaşkınlığımla akıp giderken disiplin, tutku, hayat, yazarın kişiliğine dair bu kitap kesinlikle motive ediyor. Son zamanlarda aklımın ne kadar karışık olduğunu düşündüğümde ünlü bir roman yazarının maratonlara, kendini geliştirmeye olan tutkusunu, uzun soluklu gelişimini ve bunun yazarlığına etkisini okumak iyi geliyor. Katıldığı yarışlara hazırlanışını, yarışta neler yaşadığını, Yunanistan’daki Atina – Maraton arasındaki tam maraton koşusunu, koşmaya ara verişini, yaş alırken performansıyla ilgili düşündüklerini kendi hayatımla da ilişkilendirdim ister istemez. Yaşamdaki uzun soluklu her şeye böylesine tutkuyla sarılabilmek utangaç ve yaratıcı bir ruhu terbiye edebilirken, hayata bakışı rahatlatıyor. Evet kesinlikle tekrar yüzmeye başlamalı diyorum içimden bangır bangır yükselen seslerle…

"Hızlı koşmak istediğimde, hızımı artırıyorum, ama böyle zamanlarda daha kısa süre koşuyorum, vücudumda yaşadığım o güzel hissi olduğu gibi ertesi güne taşımaya dikkat ediyorum. Tıpkı uzun roman yazdığım zamanlardaki gibi.Kendimi çok daha fazla yazacakmış gibi hissetiğimde, kararlı bir şekilde kalemi kenara bırakırım. Böyle yapınca ertesi günkü çalışmam daha rahat olur.Ernest Hemingway de buna benzer birşeyler yazmıştı. Sürdürebilmek ritmi kesmemektir. Uzun soluklu çalışmalar için önemli bu. Ritim bir kez belirlendikten sonra gerisi bir şekilde hallolur.Fakat çark belirli bir hızda dönmeye başlayana kadar, sürdürebilirlik üzerine iyice kafa yormek gerek." 
Sayfa 14

“Birilerinin nedensiz (en azından ben bazen böyle düşünüyorum) eleştirilerine maruz kaldığımda ya da beni doğallıkla kabul edeceğini düşündüğüm biri tarafından kabul edilmediğimde, her zamankinden biraz daha uzun mesafe koşarım. Her zamankinden daha uzun mesafe koşmak yoluyla, o ölçüde kendimi fiziksel olarak tüketmiş olurum. Üstelik, yeteneklerinin sınırları olan, güçsüz bir insan olduğumu bir kez daha idrak ederim. Bunun dibine kadar, fiziksel olarak idrak ederim. Dahası, her zamankinden daha uzun mesafe koşmak sayesinde kendi bedenimi de biraz daha güçlendirmiş olurum. Birilerine öfkelendiğimde, o ölçüde kendimi zorlarım. İçime dert olan bir şeyler olduğunda, o ölçüde kendimi törpülerim. “ Sayfa 28

Arka Kapaktan

"Murakami Bey, insan sizin gibi sağlıklı bir yaşam sürünce zamanla roman yazamaz hale gelmez mi?" Arada sırada insanlar bu soruyu sorar bana.

Roman yazmak, sağlıksız bir eylem; yazar olan kişi de sağlıklı bir yerde, mümkün olduğunca sağlıklı denemeyecek bir yaşam sürmek zorundaymış gibi.

Biz roman yazmaya çalıştığımızda, insanlığun temelinde bulunan zehir gibi bir şeyi istemesek de çekip çıkarır, görünür kılarız. Yazarlar az çok bu zehre maruz kalır. Bu zehir işin içine girmediği sürece, gerçek anlamda yaratıcılık eylemi ortaya konulamaz çünkü ( tuhaf bir benzetmeyle söyleyeceğim ama balonbalığının zehirli kısmının aynı zamanda en lezzetli kısmı olmasıyla tıpatıp benzeyen bir durum galiba) Ama gerçekten sağlıksız olan şeylerle uğraşmak için insan mümkün olduğunca sağlıklı olmak zorundadır. Bu, benim tezim. Yani sağlıksız bir ruh bile, yine sağlıklı bir vücuda gereksinim duyar.

İşte bu yüzden, böyle bir sanatçı olamaz, dense bile ben koşmaya devam ediyorum.

Haruki Murakami'den bir tutku olarak koşmak ve bu tutkuyla terbiye edilen yazma eylemi üzerine eşsiz bir metin... Koşmasaydım Yazamazdım kendimi "utangaç biri" olarak tanımlayan yazarın belki de en kişisel kitabı.

4 yorum:

  1. Hımm, ilginç.
    Ben de okuyamıyorum bu aralar. Sebebi biliyorum. Hızlı, dünyaya bağlı I pad.

    Sporda yapmayan zayıf anne

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok şey yapıyorsun bazılarını da arada yapmazsan bişicik olmaz:) sevgilerimle...

      Sil
  2. bende okuyamıyorum ya bir türlü kendimi kitaba veremiyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. insanın aklında bin türlü şey oluyor haklısın... benimki Sahideki Kafka'yla ilgiliydi sanırım sadece o anki ruh halimden ... sevgiler

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...