30 Mayıs 2014 Cuma

Van Gölü Havzası 2 - Van


Dumanlı dağlarla çevrilmiş bir şehirde kaldığınız otelin akşam yemeği rezervasyonlarını görüp şaşırır mısınız? Hazırlanmış uzun masaları farkettiğimde gerçekten şaşırdım desem. Hele de bu masaların sahiplerinin Almanya ya da Uzakdoğu’dan geldiklerini görünce daha da hoşuma gitti. Evet geçen haftalarda Samsun’dan gelen fotoğraf turunu ve İstanbul’dan gelecek olan iki turu da biliyorum. Üstelik onlar bizim kaldığımız otelde de kalmayacaklardı. Hemen her otel sezona güzel başladı galiba diye geçiyor aklımdan.  Maşallah diyelim, bol kazanç dileklerimizle…



Şehrin merkez caddesine bakıldığında yaraların sarıldığını görmek güzeldi doğrusu. Daha önce İzmit’te de gördüğüm boş arazilerin yıkılmış binalara ait olduğunu bilmekse gerçekten üzücü. Önemli olan yaraları sarıp yola devam edebilmek galiba ve Van bunu çok güzel başarmış gözüküyor. Öyle ki felakete uğramış olan yurdun diğer bir ucundaki Soma’nın hatırlandığını gördük gittiğimiz her yerde.


Yedi Kilise’den sonra Aşiyan’da yöresel yemeklerin tadına bakıyoruz. Buğday aşı çorbası, mumbar dolması nefis, Siirt’in değişik içli köftesi, güveç, perde pilavı derken keledoşla tanışıyoruz. Keşkekin bir çeşidi. Ah bir de uçkun var, bu yörenin muzu olarak adlandırılan. Sapları soyuluyor, kalan iç kısmı yeniyor. Kilo kilo satılıyor buralarda, şöförümüz doğal antibiyotik olduğundan bahsediyor. 

Daha önce Kemah’ta sonra Divriği’de rastladığım Urartu Kale’lerine Van’da hep rastlamak mümkün. Öyleki Tuşpa (Van) Urartu’ların başkentiymiş. Bu güzel şehri çevreleyen başı dumanlı dağlar yılın çok büyük bir bölümünde geçit vermediği için kolayca işgal edilemiyormuş. Tarıma elverişli olması, hayvancılık ve madenler sayesinde de Urartular kendilerine yeterek ayakta kalmışlar. 


Yapılan kaleler kartal yuvası gibi yüksek tepelerde kurulmuş. Aşağıda ova, su kaynağı olacak şekilde. Urartular’dan kalma Van Kalesi iç içe 4 surdan oluşuyor. Selçuklu döneminde Ulu Cami eklenmiş. Osmanlı döneminde eklenen türbeler de var eteğinde. 


Bu türbenin yanlarındaki oluklardan çocuk yapmak, evlenmek isteyenler kayıyorlarmış. Biz hava yağışlı olduğu için çıkmadık, daha da kaygan olur diye. Ama merak etmedim değil, fotoğraftaki bayanlar da gitmemizi bekliyorlardı galiba kaymak için... Bu kanallar Urartularca kurbanların kanını akıtmak için kullanılıyormuş Analı Kız Tapınağı'nda... 

Urartular yazılarını taş bloklar üzerine kazımışlar. Bunlardan ilki Van Kalesi’nin kuzeybatısındaki Sardur Burcu. Madır Burcu olarak da geçen yapının üzerinde 6 kez yinelenen yazıt var. Buradan yukarı doğru çıktığınızda ölülerin defnedildiği, kayaların içine çok düzgün oyulan kıral mezar odalarına varılıyor. (Ama dikkat yağmura yakalanırsanız çok kaygan olduğu için, özellikle inişi biraz sıkıntılı.Hatta yağmur nedeniyle inerken çekerim dediğim güzelim manzarayı da kaçırmış oldum.)

Girişinde günümüze kadar gelebilmiş yazılar var. Urartular’ın taş işlemeciliğinde çok iyi olduğunu burada ve daha sonra Çavuştepe’de de göreceğiz. Öyle ki o kocaman taş parçalarının restorasyonda konulduğunu düşünüyorum sürekli. Ama öyle değilmiş. Daha sonra tanışacağımız Mehmet Kuşman tarafından da teyitlenecek, dile kolay 52 yıl çalışmış kazılarda.


Dönüş yolunda bir gümüş imalat ve satış yerinde duruyoruz. Son yıllarda Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden hocalarla birlikte çalışıp Urartu motiflerinin ön planda olduğu takılar yapmaya başlamışlar. Gezmesi bile hoş… 

2 yorum:

  1. Yıllarca terör nedeniyle "aman gitmeyin", "sakın ha" uyarılarıyla engellendi Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu gezme isteğim. Şimdi yerli yabancı pek çok insanın o doğayı ve tarihi görmeye gelmeleri çok mutlu etti beni.

    Boş arsalar ne üzücü:( Urartu Kalelerinin teknolojisine yetişemediğimizden değil de umursamadıklarımız yüzünden:(((

    Eski motiflerin günümüze aktarılmasını ve takılarda kullanılması çok seviyorum. Farklı bir hayat barındırıyorlar ve aktarıyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. özellikle Van'a gitmenin tam zamnı şimdi Van ve çevresini beğeenceğini tahmin ediyorum

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...