10 Aralık 2013 Salı

Ormanlar Kıralı Gücünü Arttırmak İsteyince.


Artık çok uzak diyarlarda kalan ormanların birinde çok güçlü bir kükreme duyulmuş. Tüm hayvanlar, ağaçlar, çiçekler biran nefeslerini tutmuşlar. Kalpleri yerinden fırlayacakmış gibi atarken beklemişler. Sonra ses kesilmiş. İçleri rahatlamış belli ki bir tehlike yokmuş. Artık çok uzak diyarlardaki ormanın, en çok korkulan, güvenileni aslanın ne zaman ve nasıl kıral olduğunu kimse bilmezmiş. Sanki o hep kıralmış ve öyle kalacakmış gibi gelirmiş herkese.


Günlerden bir gün ormanlar kıralı aslan gücüne güç katmaya, tüm evrende adını duyurmaya karar vermiş. Sevinçle kükreyerek bunu nasıl yapacağını düşünürken ziyaretine gelen ayı “sultanım bolca bal ve armut gücünüze güç katacak, sizi tüm evrende yenilmez yapacaktır” demiş. Sonra gelen kurnaz tilki tabii ki kendini de düşünerek “ daha çeşitli et tüketmelisiniz, her akşam önünüze çeşit çeşit etlerden yapılmış yemekler gelmeli, hepsinin tadına bakarak aldığınız vitaminleri arttırmalısınız” demiş. Artan yemeklerin kokusu burnunda, sinsi sinsi sırıtmış sonra da…

Yavaş yavaş tüm hayvanlar birer öneri getirmiş, sonunda her kafadan bir ses çıktığı için durum iyice çekilmez olmuş. O akşam geç saatlerde ancak gelebilen kaplumbağaya herkes alayla bakıp, gene geç kaldı diye fısıldaşmaya başlamışlar. Ormanlar kıralı kızgınlıkla kükreyerek herkesi susturmuş ve “sen ne dersin evini sırtında taşıyan, görmüş geçirmiş kaplumbağa gücüme güç katmak için ne yapmalıyım?” demiş. Kaplumbağa biraz soluklandıktan sonra “ sultanım bana kalırsa bir yarışma düzenleyin, tüm yiyeceklerin size faydalarını anlatmasına izin verin, hepsini deneyin” demiş. Kıral bu fikirden çok hoşlanmış ve uygulamaya karar vermiş. Bunu duyan tüm ormanı bir telaş almış. Ne yapacaklarını düşünmeye başlamışlar. Öte yandan kendine çok güvenen elma, muz, ıspanak, kivi, armut, bal, et yemekleri ve diğerleri biz çok vitaminliyiz yarışmayı nasılsa kazanırız diye böbürlenmeye başlamışlar.

Bir kenarda sakin sakin düşünen havuç, kendisinin de çok vitaminli olduğunu gözlerden tutunda mideye kadar birçok organa yararlı olduğunu mırıldanarak kafasını iki yana sallamış. Sonra da ama her yiyeceğin kendine göre daha kuvvetli olduğu yanlar var, nasıl yapmalı da daha faydalı hale gelmeliyim diye düşünürken yanına ceviz gelmiş. Gülerek “ne düşünüyorsun böyle kara kara havuç kardeş” demiş. O da ben de çok vitaminliyim sen de, ama ayrı ayrı girersek kazanma şansımız azalacak gel birlikte bir şeyler yapalım demiş. Ceviz biraz düşündükten sonra bu fikri sevinçle karşılayıp “ neden olmasın, böylece gücümüzü arttırırız” demiş. Konuşmalara kulak misafiri olan limon ağacı ve portakal ağacı da “biz de size katılmak istiyoruz, böylece daha da kuvvetlenmiş oluruz” demişler. Ceviz yakın arkadaşı tarçını çağırmış. Yakınlar da dolaşan tavuklar yumurtalarından, inek de sütünden vermiş. Ayçiçek yağından, buğday da unundan vererek, ortaya kuvvet küpü bir kek çıkmış.

Yarışma günü ormanlar kıralı, herkes tek tek katılırken birlik olup katılan havuç, ceviz, portakal, limon, süt, tarçın, un, yağ, yumurtayı tebrik etmiş. Yaptıkları kekin tadına baktıktan sonra birdenbire çok güçlenmiş, kükremesi tüm evreni titretmiş. Böylece ormanlar aleminde birlikten kuvvet doğar sözü bir kere daha doğrulanmııış.

#blogfırtınası 10.gün  tarif için

9 yorum:

  1. Ah haa çok hoş! Bunu Morpa'ya falan gönderip yayımlatmayı düşündün mü?

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel yazmışyazmışsın yine.

    YanıtlaSil
  3. ha.. ha.. bayıldım.
    Kalkıp kek yapasım geldi.

    Hayran anne

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hadi sıcacık sobanın başında ne de güzel gider

      Sil
  4. Mine'cigim yine hos bir hikaye senden. Seni okumayi seviyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canım karşılıklı çok teşekkür ederim

      Sil
  5. Masal kuşağı olarak yüzüme tebessümler doldu.masal okumak dinlemek çocuk kalmak ne güzel,zamanla Kelile ve Dimne olur her masal...

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...