Gecenin bir yarısı tırajedinin
tam kalbine geldiğimde biraz ara verip yazmak istedim. O ana kadar olay örgüsü
hakkında ağır adımlarla fikrim olmuş, zamanda geri dönüşlerle hikayeyi
tamamlamaya çalışmıştım.
Çocuk hayalgücüyle bezeli
cümlelerini hafif bir gülümsemeyle okuduğum ikizlerin bir nedenle kuzenlerinin
hayatına mal olan ve ayrılmalarına neden olan olaylar yavaş yavaş, cümle cümle,
iz bıraka bıraka ilerliyordu.
Kitabın arka kapağını tekrar
okudum. Konu “yasak bir aşk”tı! Önüne geçilmez, kural tanımaz tutkusuyla “yasak
bir aşk”! Oysa o başlığa kadar mutsuz üç evlilik, üç çocuk, arka planda dönemim
Hindistan’ı; kastlarıyla, komünizmiyle, feodal yapısıyla, bir arada yaşayan ailesiyle,
şiddetiyle vardı. Nedense durup soluklanmak istedim işte. Herşeyi tam olarak
öğrenmeden bir ara, kendimle konuşma biraz buruklukla …
Ve işte o hazin son karşımda tüm
açıklığıyla son sayfalarına yayılmış. İçime yayılan hüzün, gökyüzündeki gıri
bulutlara karışırken şiddetli donma hissi, benim yerime ağlayan yağmurla
birlikte…
“Dokunulabilirlerin dokundukları hiçbir
şeye dokunmalarına izin verilmezdi onların. Kast Hindular ve Kast
Hıristiyanlar. Mammachi Estha ile Rahel’e, genç kızlığında, Paravanların
ellerinde bir süpürgeyle geri geri sürünmelerinin ve kendi ayak izlerini
silmelerinin istendiği günler olduğunu hatırladığını anlattı; bunun nedeni
Brahmanların ya da Süryanilerin yanlışlıkla bu ayak izlerine basıp kendilerini
pisletmeleriydi. …” Sayfa 97
"Küçük Şeylerin Tanrısı, lirik bir dil ve şiirsel bir anlatımla, yasak bir aşkın çökerttiği bir ailenin dıramını dile getiriyor. Varlıklı bir Hindu ailesinin güzel kızı Ammu, yanlarında çalışan bir işçiye aşık olur. Önüne geçilmez, kural tanımaz bir tutkuyla bağlanırlar birbirlerine. Genç adam, toplumun en alt kesimindendir. Sonu olmadığını bildikleri bu aşkta "küçük şeyler"le yetinirler, geleceği düşünemezler... Arundhati Roy, geriye dönüşlerle örüyor romanın kurgusunu, beklenmedik, dehşet verici bir sona ulaştırıyor. 1960lı yılların sonunda, Hindistan'ın güneyinde geçen bu hikayede, arka planda bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasi çalkantılar içindeki ülkeyi kast sisteminin ürkütücü baskısını ve toplumsal baskısını buluyoruz.Hindistan'da yayımlandığı zaman, geleneklere aykırı düştüğü için büyük tartışmalara yol açan Küçük Şeylerin Tanrısı, sayısı dile çevrilmiş unutulmaz bir roman" Arka Kapak
Böyle konulu kitapları çok severim,bu kitaba iştahımı açtın Mine'cim..
YanıtlaSilağır ağır Ammu'nun ikizleriyle birlikte ilerliyor herşey
SilOkunacak kitaplar listesine eklendi, paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilkitaplı güzel günlerde buluşmak dileklerimle...
SilMerhaba Sevgili Arkadaşım,
YanıtlaSilkulakların çınladı mı yazmışsın aylar önce. Ne mutluluk benim için kulaklarımı çınlatacak bir arkadaşımın olması. Ben tembel mi desem, ben kaçak mı desem uğrayamadım aylardır ne kendi bloguma ne de blog dostlarıma. Ama niyetliyim, biraz zorlayacağım kendimi gelmek için. Hele yeniden mutfakta olmanın zevkine kavuşursam çok sevineceğim.
Şansıma bloguna gelince Küçük Şeylerin Tanrısı ile kaşılaştım. Elimden bırakamadan okuduğum kitaplardan biri. Biliyor musunuz, Arundathi Roy kitabının filminin çekilmesine izin vermemiş. Merak edenlerin okumaktan başka çaresi yok.
Bizden çok farklı bir kültürde geçiyor roman ama nasıl da bizdenmiş gibi, nasıl da içimizde hissettiriyor bütün duyguları. Ben de tavsiye ederim, kitap okumayı sevenler kaçırmasınlar bu kitabı.
bir kitap ve lezzet dostundan haber almak ne büyük mutluluk... filme izin vermemesine çok şaşırdım belkimde haklı atmosfer bambaşka olabiliyor ama gene de güvendiği bir yönetmene teslim etse ... bir yandan da iyi yapmış dedim içimden)) sıklıkla görüşmek dileklerimle
SilGerçekten ne kadar uzun süre ayrı kalmışım blog dünyasından. Özlemişim blog komşularımı. Sevgiler Samsun'a!
YanıtlaSilteşekkürler sıklıkla görüşmek dileklerimle
SilHımm görünce alayımdır.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Bir diğer kitapkurdu anne
çok sevmen dileklerimle her daim kitaplı günler
Sil