Bir arkadaşım Virginia Woolf ve
SlyviaPlath’ten bahsederken “sen seviyorsundur” demişti uzun zaman önce! Belki de
sonlarının benzerliğiyle ilgili zihnimde oluşan imgeleri, uzun zaman uzak
durmuş olmama sebep olabilir. Evet sanatçıların yapıtlarıyla hayat hikayelerini
bağdaştırmayı severken, ruh halimin de etkileniyor olması çoğu zaman araya
mesafe koymama neden olabiliyor. Bilmem, bu kısım uzun hikaye mi, tamam o zaman
biraz daha kısa kesmeliyim. Sonuç olarak kendimi VW un hayat hikayesini okurken
buluverdiğimi söylemeliyim o zaman.
Hayatı boyunca yaşadığı
gelgitlerle, çocukken yaşadığı travmalar, tamamen dostluk üzerine kurulmuş bir
evlilik ve edebiyat tarihine altın harflerle yazılmış eserler. İtiraf
etmeliyim, beklediğimden biraz daha farklı buldum hayatını. Çok daha sosyal ve
aktif, kendi çocuğu olmasa da yeğenleriyle arası iyi bir teyze, kalabalık bir
aile, seçilen arkadaş toplulukları.Belki bunalımlarında bile yazmaya adanmış
bir hayat. Ve intihar! Böyle bir zihnin içine girebilmek, neler olduğunu
anlayabilmek gerçekten zor.
Kitaplığımdaki Dalgalar’a
başlamadan önce hayat hikayesini okumak istedim özellikle, kitap bu açıdan
oldukça doyurucu. Duvardaki bir lekeyle ortaya çıkan düşünceler silsilesinin,
bir düşüncenin götürdüğü ötekilerin ve sonucun hayret vericiliğinin, gelgitlere
çok açık olan zihniyle bağlantılı olduğunu ister istemez görüyor insan. Öte
yandan kitapta o kadar çok isim var ki, konuyla benim gibi tam olarak
ilgilenilmiyorsa fazla gelebiliyor ve bazı yerler çok daha hızlı geçilebiliyor.
Ama dönem sanatçıları, ilişkileri için çok iyi bir kaynak. Tabii ki VW
çevresindekilerden bahsediliyorsa…
Gelelim arka kapağa;
“Virginia Woolf’a göre, hayatı,
geçmişteki anıların şu an yaşadıklarımıza mütemadiyen ışık tutarak yarıda
kestiği, birbirinden kopuk bir dizi an olarak yaşarız. Woolf, bu anları
karakterlerinin bilinçlerinde tasvir ederek benzersiz bir üslup oluşturmuştur. Dönemini
farklı açılardan belgeleyen günlüğü, mektupları ve denemeleri de kurgu eserleri
kadar edebi nitelik taşır. Bir yandan psikolojik sorunlarının, diğer yandan bir
kadın ve modern yazar olarak göğüslediği eleştirilerin yarattığı baskıya
karşın, yaratıcılığının sınırlarını zorlamaktan asla vazgeçmemiştir. Dönemin
pek çok entelektüel isminin dahil olduğu Bloomsbury çevresinin bir üyesi
olması, yaşamını ve bakışını zenginleştiren en önemli unsurlardan
biridir………………………………………………”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder