9 Nisan 2012 Pazartesi

Alaçatı Ot Festivali Fiyaskosu



Geçen sene ot festivalini ilk duyduğumda bayılmış mutlaka gitmeliyim diye düşünmüştüm. Bu sene kendimce güzel bir organizasyon yaparak gittim Alaçatı’ya.  Butik otel seçtim, biletimi aldım. Hatta bir gün önce gidip Ege yemekleri yapan yerler hakkında daha çok fikir sahibi olmak istedim.

İlk gün yani cuma günü sezonun da açılmamasının etkisiyle olsa gerek Ege yemekleri yapan tek bir yer bulabildim. Oysa bir sürü isim vardı elimde. En azından bulmuş oldum diyerek mutlu mesut karnımı doyurdum. 


Taş duvarlarla çevrili nefis bir bahçesi olan otelde sabah kahvaltısı güne mutlu başlatıyor doğrusu. Limon ve havuç reçellerini tadıp bayıldım. Meydandaki festival alanına gittim. TRT çekim yapıyordu. Bir sürü kamera… Biraz dolanıp fotoğraf çekip canım arkadaşımı karşıladım.  Günü pazarda dolaşarak, bolca sohbet edip, gülerek harika geçirdik. İzmir’e gideceği için şevket-i bostan aldı. Ben de yarına kalsın, yarına kadar bekletmeyeyim dedim. Buraya kadar her şey harikaydı doğrusu.

Ertesi gün meydanda teyzelerden demet demet ot aldım, hatta biraz kaçırınca otları koymak için küçük bir bavul çanta da satın aldım. Dolmalar, börekler biraz pahalı geldiği için almadım doğrusu, oysa annem istemişti.  Şevket-i bostan da alamadım, limonlayacak zamanları yokmuş. Canım sağ olsun başka zaman dedim. 



Yemek yarışması için hazırlık yapılan yerin karşı tarafına geçip fotoğraf çekmeye başladım. İçeride bir sürü insan çekiyor, dışarıda bir sürü insan. Taşın kenarına oturacakken bir görevli gelip “Güvenlik nedeniyle burada duramazsınız” dedi. Haydaaa! Neden oldu ilk tepkim tekrarladı. Neticede orası kamuya ait bir kaldırım, karşısı gene kamuya ait bir cami, bulunduğumuz yere herhangi bir uyarı konulmamış vs. Yapılan da sadece BAKMAK VE FOTOĞRAF ÇEKMEK !  Bunları söylediğimde güvenlik görevlisi “Siz kendinizi akıllı mı sanıyorsunuz?”, “ Burası otobüs durağı değil beklenmez!” gibi laflar etmeye başlayınca ya bu kamera şakası falan mı diye düşünmedim değil. Yan tarafa gidersek kahvelerde oturmamız ve sipariş vermemiz gerekiyor. Sinek küçük ama mide bulandırmış bir kere. Durduğumuz yerde yani Eczane’nin önünde geçen sene çekilmiş foto var katalogda. Yoksa o da çekim yapılarken olanlardan mı. Yani biraz sunilik mi kokuyor bilemedim. Neticede evvelsi gün bulabildiğim tek lokantayı dün gördüğümde çekim için bambaşka süslenmişti. Onlar da haklı reklam yapmak zorundalar.


Umarım organizasyonun geliriyle mesela şu sokak da temizlenir ya da çevredeki insanların deyimiyle sigaralarını yere, ellerindekini aşağıdaki gibi oraya buraya atıvermemeyi öğrenir gelen konuklar.


Kılasik müzik konseri beni biraz hayal kırıklığına uğrattı galiba. Neticede yerel bir festival biraz da türkü olabilseydi. Uzaktan gördüğümüzde korktuğumuz ve o sokağa nasıl girdiğini anlamadığımız büyüklükte bir tırla getirilen barkovizyon cihazından reklam yapan gazlı içeçek firması da yakışmış mı ayrı konu!

Cumartesi akşamı alışveriş için dolaşırken bir mağazada büyük beden var mı diye soracağım tuttu. Kadın “ ıvıdı zıvıdı markası yurt dışına çalışıyor  da” dedi. Yani yok demek istiyor aklınca. “Asıl yurt dışında obezite büyük sorun” dedim ben de “…… ?” E şimdi kadın da haklı ipek bir fuların defosunu bulmuş almaktan vazgeçmiş birine çemkirmeden olmaz değil mi ? : ) 



Bu yurt dışı meselesini birkaç mağazada daha duydum. Tabii ki ihraç edebilmek harika bir şey öte yandan yurt dışı derken yurt içi bir ekmek fiyatına her şey dahillerin tatil memleketi oluveriyor. Neyse Alaçatı’nın o günlerine daha zaman var belli. Her ne kadar mantar gibi her yerde ala ala çatılar peydahlanmaya çoktan başlamış olsa da. 


Isınamadım bu memlete ama otlar süper,Alaçatı Mutfağı kitabı da öyle ama bana göre bir yer değil hele de sezonda. İlle de gezmek istiyorsam, lacivert deniz istiyorsam gideyim yazlığıma keyif çatayım değil mi? Bodrum pazarları da bu kadar güzelken üstelik!




Bir sürü foto var ama yayınlama isteği yok, kusura bakma günlüğüm belki başka zamana… 


24 yorum:

  1. hayal kırıklığı yaşamana üzüldüm. en azından nefes almışsındır biraz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet hele çok sevdiğim Nurayımla buluşmak çok iyi geldi...

      Sil
  2. aaaaa vakitsiz kalkınınca toparlayamışlar zahar Minem.. yalnız kıl payı kaçırmışız birbirimizi, nerdeyse pazar günü oraya geliyorduk..

    YanıtlaSil
  3. Her gözde turistik mekan gibi buranın da suyu çıktı desene Mineciğim :(

    YanıtlaSil
  4. sevgili mine,
    üzüldüm yaşadığın olumsuzluklara:(
    alaçatı çok güzeldir oysa... ama, evet biraz pahalıdır.

    YanıtlaSil
  5. Alaçatıyı ilk gördüğümde bende aynı hisleri yaşamıştım. Hemde bir bahar günü sakin zamanda gitmeme rağmen. Oturduğum yere 1 saat olmasına rağmen bir daha gitmedim. Pazarında da özel bir şey yok bana kalırsa sosyetenin kendini gösterdiği bir yer....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya dilim varmadı söylemeye ama galiba öyle!

      Sil
  6. Küçük yer festivalleri her yerde maalesef aynı. Esnaf maksimum kar düşüncesiyle hem kaliteyi düşürüyor, hem de fiyatları uçuruyor.Çevre kirliliği, düşünce kirliliği ve gürültü kirliliği birleşince fiyasko oluyor. Alt yapı da yetersiz olduğundan belediye yetesiz kalıyor artan nüfusla beraber.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o güzelim taşlara sinen düşüncelerin kirliliği mi en çok üzen nedir bilemedim ...

      Sil
  7. Ben daha oralari görmedim ama sanirim cok sey de kacirmadim..:) Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. taş evleri görmek hoş olabilir ama daha güzel yerler var ülkemde...

      Sil
  8. merhaba blogunu yeni keşfettim
    üyenim
    ben de beklerim sevgiler=)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler sıklıkla görüşmek üzere

      Sil
  9. ben gitmeyi çok istemiştim. Ama işlerim dolayısıyla mümkün olmamıştı. Ben olsam heralde o görevli bozuntusunu bi yerlere şikayet ederdim. Ukala şey.Ot festivali ile ilgi mini bir yazıda yazmıştım üstelik http://www.yaniktencere.com/alacati-ot-festivali/

    Neyse olsun sıkmayın canınızı. Bir sürü taze ot almışsınız sonuçta. Nasıl lezzetlidirler kim bilir.

    YanıtlaSil
  10. :)) bir daha gitmem olur biter oralarla uğraşacak zamanım yok : )

    YanıtlaSil
  11. Mine Hanım festivalimizde yaşadığınız tatsızlık nedeniyle biz de üzüldük. Aralık ayından bu yana onlarca kişi tümüyle gönüllü olarak bu festivalin organizasyonu ile uğraştık. Ulusal çapta bir organizasyon gerçekten çok kolay değil. Onların görülmesini tercih ederdik. Anlayış göstereceğinizi umut ediyoruz. Saygılar, Nuray Göktaş

    YanıtlaSil
  12. Mine Hanım, yaşadığınız tatsızlık nedeniyle üzgünüz. Festivalimiz için aralık ayından bu yana onlarca kişi, tümüyle gönüllü olarak ciddi bir çaba sarfetti. Ulusal çapta bir festival organizasyonunun kolay olmadığını takdir edersiniz. Bu çabamızın görülmesini tercih ederdik. Bazen bir tek hata pek çok kayba malolabiliyor ama herşeyi kontrol edebilmek de olanak dışı. Saygılar, Nuray Göktaş

    YanıtlaSil
  13. bizim insanın olduğu her yerde mutlaka bu saydığınız olumsuzlukları göreceksiniz. ister alaçatı, ister istanbul, ister ankara. fark etmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. doğrudur, ama o zaman kalkıp samsunlardan gitmeye değmiyor ...

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...