Konu bile bilinmeden hani destursuz dalıverilen bir kitap. Üstelik aynı yazarın ders notları hala okuma sırasındayken! Sen misin balıklama dalan, ufak bir şok geçiriverdim taaa en başında. Yazarın entelektüel kimliğine güven tam, olay örgüsüne de, nefis mizah anlayışını saymıyorum bile ama girişte “amma da geçirmiş ulusların o dönemki hallerine” diye kıkırdarken iyiden iyiye ısınıveriyorum işte.
Cesurca ele alınan bir kitap daha. Dönemin İtalya’sı hatta haritası hakkında yardım için ufak bir tarama yapıyorum. Fransa’da olanlar, ülkelerin durumu, kamplaşmalar, gizli servisler ve her şey bir düzenbazın gözünden huzurlarınızda. Tabii tanışılan Dr. Fröide tavsiyesiyle yazılan, hafıza tazeleyen günlükler sayesinde. İnsanın yaptıklarına karşı geliştirdiği kimlik, kişilik durumlarını yorumlayarak okumak kitabın diğer bir katmanı.
Somon Balığıyla Yolculuk’la yazarın gurme kimliği hakkında az buçuk fikir sahibi olunca devreye tatların girmesine şaşırmadım doğrusu. Hani bir seyahatinde nefis bir somon alıp otel odasında saklamak isteyince başına gelenlerden bahsediyorum. Kitapta detaylıca tarifleri verilen, onca şey kaynatılarak elde edilen tatları fena halde merak ettim. Bir yandan da dönem lezzetlerini öğrenmek güzeldi. Her ne kadar kitapta tercüme edilmemiş bir dolu cümle, çok fazla isim olsa da arkada kronoloji var, olayları özetleyen.( tercümelerin olması gene de güzel olur muydu bilemedim. : )
Bu kısımlar Hitler’in yaptıklarına neden olduğu söylenen bu belgelerle ilgili romandaki hafif şeyler tabii ki. Karnavalın renkleri desem…
Mine cim,
YanıtlaSilMerhaba, nasılsın.
Süper, yine merak ettiğim bir kitabı yorumlamışssın. Gözlerine sağlık.
Kitapsever anne Çiğdem
OğlakKızları; çok teşekkürler : )
YanıtlaSilOkumak lazım o vakit :)
YanıtlaSilMizahi yanı ne kadar inceydi bu kitabın. Korkunç olaylara gebe olması da bir o kadar yürek burkucu:(
YanıtlaSilhatırladığım kadarıyla evet ... sanırım bu yüzden biraz daha detaylı yazmalıyım yorumları :)
Sil