Serin bir akşamüstü çiftçi teyze balkonda çayını içerken neşeyle oynayan çubuk tarçınlarla zencefilleri seyrediyormuş. Ceviz kabuğundan futbol topu yapmışlar, kaleden kaleye gol atmak için koşturuyorlarmış.
Çiftçi teyze akşam yemeği hazırlıkları için mutfağa gitmiş. Çok geçmeden dışarıdan bağırıp çağırmalar gelmeye başlamış. Tekrar balkona çıkan çiftçi teyze herkesin bir ağızdan bağırdığını zencefilin de bir köşede ağladığını görünce hepsini susturmuş ve ne olduğunu sormuş. Zencefil “beni hep kaleye koyuyorlar, topları tutamazsam da kavga çıkartıp, dalga geçiyorlar” demiş. Çubuk tarçınlar da “ama zencefil çok çıkıntılı top peşinde koşturamaz, kalede olursa topları tutması daha kolay olur” demişler. Zencefil de “koşup koşamadığımı bilmiyorsunuz, hiç şans vermediniz. Hem kaçırdığım toplar olabilir ama bu sizin bana kızmanızı ya da şişko diye alay etmenizi gerektirmez” diyerek tekrar ağlamaya başlamış. Minik yaramazlar gene hep bir ağızdan konuşmaya, çubuk tarçınlar boyları ve çeviklikleri ile övünmeye, zencefillerle dalga geçmeye devam etmişler. Ortalık iyiden iyiye birbirine girmiş.
Çiftçi teyze ne yapsın çok sevdiği minik yaramazlarına bir ders verme zamanı daha geldiğini anlamış. Hepsini mutfağa çağırmış. Tarçınlarla, zencefilleri incecik rendelemiş. “işte şimdi hepinizi kullanacağım birbirinizden farkınız kaldı mı” dediye sormuş. Hep bir ağızdan “hayır” demişler. Tabii tarçınlar biraz da utanmışlar. Sonra cevizleri de toz olacak şekilde robottan geçirmiş. “İşte bakın cevizler de sizler gibi oldu” dedikten sonra kırgınlıkları gitsin, tatlansınlar diye pudra şekeri, pekmez, vanilya eklemiş. Diğer malzemeleri de ekledikten sonra bir güzel yoğurmuş ve fırına vermiş. Fırından çıktıktan sonra mis gibi kurabiyeleri tabağa dizerken “ işte bakın bu nefis kurabiyeler biriniz olmasaydı olmazdı, hepinizin tadı, kokusu, faydası farklı farklı, hepinizi ayrı ayrı ama çok seviyoruz” demiş. O günden sonra ne çubuk tarçınlar bir daha gereksiz yere övünmüşler, ne de zencefiller üzülmüşler. Hep birlikte neşeyle oyunlar oynamaya, güzel güzel kurabiyeler, pastalar yapmaya devam etmişler.
Zencefilli Kurabiye -2
1 paket tereyağı
½ çay bardağı sıvıyağ
½ çay bardağı incecik çekilmiş ceviz
1 tatlı kaşığı toz zencefil
1 su bardağı pudra şekeri
1 tatlı kaşığı tarçın
2 yemek kaşığı pekmez
1 paket vanilya
1 çay kaşığı kabartma tozu
3,5 su bardağı kadar un
Oda sıcaklığındaki tereyağ minik minik kesilerek tüm malzemeyle birlikte yoğrulur. İster hamur oklavayla 0,5 mm kalınlığında açılarak istenilen kalıpla şekillendirilir. İster –benim yaptığım gibi – elde inceltilerek şekillendirilir. Evet itiraf ediyorum oklavalı işleri pek sevmiyorum : ) Önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında üstü hafif kızarana kadar pişirilir. İstenirse benmari usülü eritilen acı çikolatalar kurabiyelerin üstüne sürülür. Biz fırından çıkmış haline bayıldık, çikolatalı sosa pek gerek kalmadı. Teşekkürler Aylin.
Mineciğim, çok sevdiğim bir kurabiye ama hiç yapmamıştım bu tarifin ile deneyeceğim. Ellerine sağlık canım çok güzel olmuş.
YanıtlaSilHandancım kesinlikle tavsiye ediyorum, parmaklarımızı yedik : ) teşekkürler
YanıtlaSilellerine sağlık harika görünüyor zencefilli kek yaptımda kurabiye denemedim denemek lazım
YanıtlaSilsevgilerimle
Yemis gibi oldum, cok sagol görüntü için mine hanim :-)
YanıtlaSilHande; kesinlikle tavsiye ediyorum bizim evin lezzet radarlarından tam not aldı, tadı helvayı da andırıyormuş : )
YanıtlaSilBlack Pearl; ziyaretiniz için ben teşekkür ederim, afiyet olsun diyeyim o zaman: )
ellerine sağlık minecim bir tarif ancak bu kadar güzel anlatılır.Emeğine sağlık sevgilerimle
YanıtlaSilÇubuk tarçın nası güzel bi şeydir, kokusu görüntüsü..kurabiyelerin de bana yılbaşı dönemini anımsattı,içim ısındı, eline sağlık :)
YanıtlaSilSevgili Mine, yine iştah açıcı tariflerinle, bize zor anlar yaşatıyorsun ;)tarçın ve zencefil birbirine çok yakışan baharatlar, eminim tadı nefis olmuştur. Ellerine sağlık!
YanıtlaSilAylincim tarif bu kadar güzel olunca insan anlatıveriyor tabii : )
YanıtlaSilGaye; çubuk tarçın fotoğrafta var sütün sağındaki kokusu tarçın kokusu, özellikle portakal reçelinde kullanmayı çok seviyorum
nazik iltifatın için çok teşekkürler
Sebi; teşekkür ederim, bir ısırıktan bişeycik olmaz : )
tadı eminim harikadır. yine çok güzel bir tarif vermişsin. ellerine sağlık :)
YanıtlaSilHmmm,kurabiye yapmayalı uzun zaman oldu.Hazır dolapta dün yaptığım limonata da varken ne güzel olur.Ama daha önce zencefilli bir tarif denemedim hiç.Çok garip bir tadı olmaz değil mi?
YanıtlaSilözlem
Bende masal yazıyorum şuaralar en büyük hayalim bir masal kitabı yayınlamak. Sizin masal da, tarif de çok güzel...
YanıtlaSilZennube; teşekkürler
YanıtlaSilresimli günlük, helva tadını andırdığını söylediler kesinlikle tavsiye ederim ...
annelili; umarım yayınlarsınız, benimkiler değişiklik yapayım derken çıktı ortaya teşekkürler...
sevgili mine bu ne güzel masal ,vee benim en sevdiğim kurabiyenin masalı...herşey öyle güzelki,yemeklerin edebi dille anlatımı ve sunumu...okuduğunuz kitapların paylaşımı ve yorumları,bir kitap kurdu olarak beni çook etkiledi eline ve yüreğine sağlık.blogunun takipçisiyim .sevgiler
YanıtlaSilmehtap ne kadar naziksin çok teşekkür ederim hem seninkilerde hem de benim günlüğümde sık sık görüşmek üzere sevgiler
YanıtlaSilHarika bir masal,bayıldım;)
YanıtlaSilYeni tanıştığım bu Bloğa da dört elle sarıldım,
sevgiler:)
www.hayatinrenkleri-ozgur.blogspot.com
potila; günlüğünün adresi değişmiş sanırım yenisini de takibe alıyorum
YanıtlaSilsık sık görüşmek dileğiyle sevgiler...