Minik Kabaklarla Patlıcanlar Kavga Ederse- Türlü

Yaz mevsiminin güneşli, şenlikli günlerinden birinde çiftçi teyzenin bostanındaki güzel mi güzel mor mu mor minik patlıcanlar oyun oynarken yenildikleri için kızmışlar ve başlamışlar övünmeye; “insan dostlarımız en çok bizi seviyor, bizden vazgeçemiyor. Kızartmamız ayrı güzel, karnıyarığımız ayrı güzel” diye. Bunu duyan ve oyunun galibi olan minik yeşil kabaklarsa hiç durur mu “hayır asıl bizi daha çok seviyorlar, zeytinyağlımızdan kızartmamıza, böreğimizden dolmamıza, çiçeğimize kadar her yemeğimize bayılıyorlar ve bizden vazgeçemezler” diye.

Bu gürültüyü duyan çiftçi teyze dışarı çıkıp baktığında kavga eden güzeller güzeli minik kabaklarla patlıcanları görüp de kavganın nedenini anlayınca gülmeye başlamış. Bir iki patlıcanı alıp alacalı soymuş ve tuzlu suda yarım saat bekletmiş. 3-4 kabak alıp, onları da alacalı soymuş. Bu arada bizimkilerin birbirlerine lafları bitmiyormuş. Çiftçi teyzemiz her sebzeyle dost olan büyükçe bir soğanı alıp küp küp doğramış ve yağda kavurmaya başlamış. Buna üç dört tane sarımsak da eklemiş. İkisi pembeleşip kavrulduktan sonra önce doğradığı kabakları atmış tencereye. Biraz çevirmiş sonra da tuzlu sudan alıp doğradığı patlıcanları eklemiş. Hala birbirlerine laf yetiştiren minikleri susturmak için nefis acı kırmızı biberlerden yaptığı salçayı da eklemiş. İyice çevirmiş sebzeleri su eklemeden. Sonra dayanamamış şekerle ağızları tatlansın diye iki üç tatlı kaşığı şeker karıştırmış, yarım tatlı kaşığı civarı da tuz. Tenceredekiler güzelce pişerken iyice yıkayıp kabuklarını soyduğu kıpkırmızı domatesleri küp küp kesmiş. Onları da tencereye ekleyerek pişmeye bırakmış. Birazdan gelip tencereye bir iki çorba kaşığı fesleğen ekleyerek her yeri misler gibi kokutmuş. Sebzeler piştikten sonra güzel bir tabağa koyup öğle yemeğinde herkese servis yapmış. Bütün ailesi aaa bu ne güzel bir yemek olmuş diye tabak tabak yemişler bu türlüden.

Çiftçi teyze “İkinizi de çok seviyoruz. Hem birlikte hem de ayrı ayrı, sizi birbirinizden ayırt etmiyoruz” demiş. Tüm ailesi de bu sözlere şapur şupurlar arasında katıldıklarını söylemişler. O günden beri minik kabaklarla patlıcanlar hep birlikte dostça koşup oynamışlar, bir daha da hiç kavga etmemişler.