İndirim ya da kampanya yapan
doktor, tercih nedeni olabilir mi sizin için? Ya da içme suyunu ayrıca alırken
musluktan akan suyun, sebze, meyvedeki tüm o ilaç kalıntılarını gidereceğine
inanıyor musunuz gerçekten? Peki yediklerimizin sağlığımız üzerindeki etkisi
böylesine belirginken neden seçici değiliz? Ya da yanı başımızda sağlıklı
yiyecekler varken dünyanın bir yanından sağlıksız koşullarla gelen seri üretim
sebze, meyveleri alma hevesimiz neden?
Okul kitaplarında tarım ülkesi
olarak bahsedilirdi çok eskiden, hala öyle mi bilmiyorum. Ne gerek var tarıma
denilip ithalattın desteklendiği bir dönem de vardı sanırım. Yerli yani
sürdürülebilir tohumun yasaklandığı ithal tek kullanımlık tohumların
kullanılması gerektiğine dair uygulamaların olduğu bir başka dönem.
(Düzeltebilirsiniz, yanlış hatırlıyorsam)
Kitabı okurken farkındalıklarımı
ve parça parça bildiklerimi yeni öğrendiklerime eklemek acı vericiydi. Henry
Ford'un seri üretim araç üretme yönteminin yiyeceklere uygulanması,
küreselleşme adı altında bir kaç çeşit ürünün tüm dünyayı beslemesinin
sonuçları, bu ürünlerin ekim dikimi için örneğin Amazonların yakılarak talan
edilmesi... İnsan nereden başlayacağını nasıl anlatacağını şaşırıyor.
Kredileri yüzünden intihar eden
çiftçilerin Hindistan'da 150 bin olması dehşet verici değil mi? Hindistan ya da
Türkiye gibi tarıma elverişli ülkelerde, ağır tarım ilaçları kullanarak yapılan
üretimin doğaya verdiği zarara ne demeli? Yer altı sularının kirlenmesi,
ormanların seri üretim tarım için yok edilmesi, hayvanlarda kullanılan
antibiyotikler nedeniyle ilaçlara duyarsız hale gelen bizler... İşin içine
nereden girseniz çıkışı yok gibi... Tek çare bitkiler ve hayvan üretiminde yanı
başımızda sağlıklı koşullarda, yerel (sürdürebilir) tohumlarla üretimi sağlayıp, tüketmek... Bu da mono
beslenmenin köleleştirerek hakim olduğu ve tetiklendiği bir dünyada aşılması
gereken başka bir engel...
Kısaca "slow food" İtalya'da başlayan, isim babasının Carlo Petrini olduğu bir akım. Yereli desteklemeyi, yerel yani bize yakın olanı kaliteli, sağlıklı üreterek tüketmek anlamına geliyor diyebiliriz. Kitapta bu amaçla toplanan organizasyonda yapılan konuşmalar var. Oldukça klasik kelimelerle de olsa Prens Charles'ı görmek çok şaşırttı, konuşma yapanlar arasında desem...
Arka Kapak
"Neden tohum özgürlüğüne
ihtiyacımız var?
Çünkü tohumları köleleştirmeyi
amaçlayan çeşitli yasal ve teknolojik yapılar bugün yürürlükte. Eskiden
insanların insanları alıp sattığı, onlara kendi mülkleri gibi sahip oldukları
kölelik sistemi vardı. Bazı insanlar bunun iğrenç ve gayrimeşru olduğunu
düşündüler ve durdurulması için bir hareket örgütlediler.
Şimdi bizim yeni bir hareket
örgütlemek için, dünya üzerindeki yaşamın tümüyle köleleştirilmesini durdurmak
için, geleceğimizin, özgürlüğümüzün tohumları için birlikte eyleme geçmemiz
gerekiyor.
Beş büyük şirket şimdiden dünya
tohum kaynaklarının yüzde 75'ini ele geçirmiş durumda. Her şeyi ele geçirmelerine
izin veremeyiz. Tohumlarımızı ve tohumların özgürlüğünü geri almalıyız."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder