21 Kasım 2019 Perşembe

Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar - Editör : Vandana Shiva


İndirim ya da kampanya yapan doktor, tercih nedeni olabilir mi sizin için? Ya da içme suyunu ayrıca alırken musluktan akan suyun, sebze, meyvedeki tüm o ilaç kalıntılarını gidereceğine inanıyor musunuz gerçekten? Peki yediklerimizin sağlığımız üzerindeki etkisi böylesine belirginken neden seçici değiliz? Ya da yanı başımızda sağlıklı yiyecekler varken dünyanın bir yanından sağlıksız koşullarla gelen seri üretim sebze, meyveleri alma hevesimiz neden?

Okul kitaplarında tarım ülkesi olarak bahsedilirdi çok eskiden, hala öyle mi bilmiyorum. Ne gerek var tarıma denilip ithalattın desteklendiği bir dönem de vardı sanırım. Yerli yani sürdürülebilir tohumun yasaklandığı ithal tek kullanımlık tohumların kullanılması gerektiğine dair uygulamaların olduğu bir başka dönem. (Düzeltebilirsiniz, yanlış hatırlıyorsam)

Kitabı okurken farkındalıklarımı ve parça parça bildiklerimi yeni öğrendiklerime eklemek acı vericiydi. Henry Ford'un seri üretim araç üretme yönteminin yiyeceklere uygulanması, küreselleşme adı altında bir kaç çeşit ürünün tüm dünyayı beslemesinin sonuçları, bu ürünlerin ekim dikimi için örneğin Amazonların yakılarak talan edilmesi... İnsan nereden başlayacağını nasıl anlatacağını şaşırıyor.

Kredileri yüzünden intihar eden çiftçilerin Hindistan'da 150 bin olması dehşet verici değil mi? Hindistan ya da Türkiye gibi tarıma elverişli ülkelerde, ağır tarım ilaçları kullanarak yapılan üretimin doğaya verdiği zarara ne demeli? Yer altı sularının kirlenmesi, ormanların seri üretim tarım için yok edilmesi, hayvanlarda kullanılan antibiyotikler nedeniyle ilaçlara duyarsız hale gelen bizler... İşin içine nereden girseniz çıkışı yok gibi... Tek çare bitkiler ve hayvan üretiminde yanı başımızda sağlıklı koşullarda, yerel (sürdürebilir) tohumlarla üretimi sağlayıp, tüketmek... Bu da mono beslenmenin köleleştirerek hakim olduğu ve tetiklendiği bir dünyada aşılması gereken başka bir engel...

Kısaca "slow food" İtalya'da başlayan, isim babasının Carlo Petrini olduğu bir akım. Yereli desteklemeyi, yerel yani bize yakın olanı kaliteli, sağlıklı üreterek tüketmek anlamına geliyor diyebiliriz. Kitapta bu amaçla toplanan organizasyonda yapılan konuşmalar var. Oldukça klasik kelimelerle de olsa Prens Charles'ı görmek çok şaşırttı, konuşma yapanlar arasında desem...


Arka Kapak

"Neden tohum özgürlüğüne ihtiyacımız var?

Çünkü tohumları köleleştirmeyi amaçlayan çeşitli yasal ve teknolojik yapılar bugün yürürlükte. Eskiden insanların insanları alıp sattığı, onlara kendi mülkleri gibi sahip oldukları kölelik sistemi vardı. Bazı insanlar bunun iğrenç ve gayrimeşru olduğunu düşündüler ve durdurulması için bir hareket örgütlediler.

Şimdi bizim yeni bir hareket örgütlemek için, dünya üzerindeki yaşamın tümüyle köleleştirilmesini durdurmak için, geleceğimizin, özgürlüğümüzün tohumları için birlikte eyleme geçmemiz gerekiyor.

Beş büyük şirket şimdiden dünya tohum kaynaklarının yüzde 75'ini ele geçirmiş durumda. Her şeyi ele geçirmelerine izin veremeyiz. Tohumlarımızı ve tohumların özgürlüğünü geri almalıyız." 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...