Bir cümleyle geçer kimi olaylar tarih kitaplarında... Trablus'a gitmiştir Mustafa Kemal denir. Günümüz teknolojilerinin olduğunu varsayar, uçağa bindi gitti diye düşünürüz çoğu zaman... Oysa;
"İstanbul'a tayin edildi.
Tam o günlerde İtalyanlar Trablusgarp'a saldırdı.
Osmanlı'nın mecali yoktu, asker gönderemiyordu.
Ege'ye Akdeniz'e çıkamıyordu.
Erzak bile gönderemiyordu.
Vaziyet hazindi.
Yurtsever subaylar birer ikişer yola düştü.
Mısır üzerinden Trablusgarp'a gitmeye başladılar.
Onlarda biri Mustafa Kemal'di.
İstanbul'dan Rus yolcu gemisine bindi.
"Gazeteci Mustafa Şerif" adıyla İskenderiye'ye
geldi.
Sahte pasaporttu.
Güya, Tanin gazetesinin yazarıydı.
Trablus'a doğru yola çıkma hazırlıkları yaparken, at tepmesi
sonucu göğsünden yaralandı, 15 gün hastanede yattı.
Mısır'ı boydan boya kat etmeleri gerekiyordu.
İngiliz kontrollerinden sıyrılmak için arkadaşlarıyla
birlikte bedevi kıyafetleri giydi. Kah deve sırtında, kah yürüyerek kavurucu
çölü geçtiler.
Güzergah üzerinde ne köy vardı ne mezra.
Hava kararınca çadır kuruyorlardı.
Yemeklerini kendileri pişiriyorlardı.
Fuat Bulca aşçılığı üstlenmişti.
Mustafa Kemal fasulye ayıklıyordu.
Gündüzleri 50 derece, geceleri beş derece oluyordu.
Kum fırtınalarıyla boğuşarak 657 kilometre gittiler.
Sekiz gün sürdü.
Tobruk'a ulaştılar."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder