“Gideceği başka bir
yeri kalmamıştı artık. Doğup büyüdüğü şehre yeni dönmüş
ve birkaç gün içinde kendini bekleyen hiçbir şeyin olmadığını
görmüştü. Yenilgiyse bu, eksiksiz bir yenilgi olmalıydı. Bunu
kabullenmekte güçlük çekmekle birlikte, henüz aklına gelmeyen
ama onu bir yerlerde bekleyen çareler olduğunu düşünmek hoşuna
gidiyordu. Bütün çekip gidenler gibi Akhbar da gücünü
döndüğünde kendini bekleyeceğine inandığı kişilerin
varlığından almıştı. Onların varlığını görmeye şimdi
herşeyden daha çok ihtiyacı vardı. Bütün geçmişi, kadınların
tıpkı burkaların altında görünmezliğe çekilmesi gibi, bir
görünmezliğe çekilmişti. Hışırdayan kumaş tepelerinin
altında sürdürülen görünmez bir hayatın varlığı gibi, kendi
geçmişinin de üzeri örtülmüştü. Ailesine, sevdiklerine, ne
olduğunu bilmiyordu ve öğrenmek istiyordu.”Sayfa 69
Yüreğimde kor bir ateş,
güçlükle nefes alıyorum sayfalarda ilerlerken. Bir yangın
yerinden arta kalanlar arasında Akhbar'la yürümeye
çalışıyorum.Varlıkla yokluk arasında takılı kalmış
insanlar, evler, sokaklar arasında, korkunun hükümdarlığında...En
sevdiklerini kaybetmiş, ölümü kanıksamış, yaşamak değil de
nefes almaya çalışan insanlar arasında... Onca zaman sonra dönen,
döndüğünde herşeyi olduğu gibi bulmayı bekleyen Akhbar'ın
ailesinden her haber alışında biraz daha eksiliyorum. Kavuşsa bile
her şeyin eksik kalacağını bile bile gizli bir umutla,
mezarlıklarda, burkalarda, yüreğim avuçlarımda sıkılmış
devam ediyorum, o ana kadar...
Ne kadar uzun zaman oldu
Murathan Mungan okumayalı.Bir gece yarısı kitaplığımda karşıma
çıkıverdi aniden. Adı İran'a aitti. Anlatılanlar ise yalnız
İran değil, tüm yakılıp yıkılan, korkunun egemen olduğu
ülkelere, tüm dönenlere aitti...
günaydın
YanıtlaSil21 eylül blogger etkinliğime beklerim
http://ilkblogdenemem.blogspot.com.tr/2014/09/21-eylul-2014de-blogger-cay.html
başarılı bir etkinlik dileklerimle...
SilBen de yeni kitap diye okudum.
YanıtlaSilBenim de haberim yok bu kitaptan.
Bu aralar I pad e yapışmış, I pad kurdu anne
ipad olmasa napardık bilmem :)
Sil