10 Ocak 2014 Cuma

Nazi Subayının Paradoksu Spinoza Problemi - Irvin D. Yalom


1923 Ekim ayı Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum ayı oysa aynı dönemde Hitler beceriksiz bir darbe girişimiyle hapse girmiş hatta Nasyonel Sosyalist Partisi liderliğini güya Rosenberg’e bırakmış. Neredeyse Almanya ve tüm dünya için de iyi bir ay olacakmış, sonrasında hapisten çıkmasaymış. Karşılaştırmaları seven benim için bir detaydan çıkanlar, keyifle okuduğum kitaptan. Öte yandan konu kapaktan anlaşılacağı üzere yüzyıllar öncesinden bugünü etkilemeye devam eden Spinoza, diğeri Nazi ideoloğu Rosenberg yani Nazi Subayı. İkisi arasındaki ilişkiyi merak ederken yakalıyorum kendimi, sayfalar arasında kaybolmadan az önce…


Uzmanlık alanı psikiyatriyle felsefeyi harmanlayıp, karakterlerinin zihinlerine psikanaliz yoluyla girmemizi sağlıyor Irvin Yalom, çok sevdiğim tarzıyla. Bunu yaparken ek karakterler yaratıp, tarihe farklı açılardan bakmamızı da kolaylaştırıyor. Hal böyle olunca kendini üstün insan kabul edip, olanlar için sürekli birilerini suçlayan bir adamın yaptıklarını dehşet içinde onun zihinden görebiliyorsunuz. Bu o kadar çapraşık, tehlikeli ve karanlık ki bir noktada “tipinin iyi olmasının avantajını kullandı” dendiğinde irkilip kitabın kapağına bakacak kadar kaptırıyorsunuz kendinizi. Okurken bir ucubeyle karşılaşacağınızı düşünüyorsunuz çünkü sürekli. Evet bir ucube, en tehlikelisinden! Ve bir diğer ucubeye yardım ediyor, Hitler’e. Eğer Rosenberg olmasaydı ya da Hitler, gaz odaları, yarı yanmış cesetlerle dolu ölü yakma fırınları, çürüyen ceset dağları, onca vahşet olur muydu diyorsunuz. Kitaptaki başka bir kitaba gidiyor aklınız… Sorular sorular sorular…

Ah Spinoza Problemi. Bir Yahudi ama etkileyici bir filozof Spinoza, Rosenberg için. Aforoz edilip neredeyse yalıtılmış yaşamayı seçen Spinoza. Onun yazdıklarıyla düşünmeye çalışalım biraz, zor olacak hatta imkansız olacak olsa da ;

“… kendi kimliğimden yani kendime olan bağlılığımdan kurtulmam ve herşeyi mutlaka derecede yeterli ve doğru perspektiften görmem gerekiyor. Bunu yapabildiğimde kendim ve diğerleri arasındaki sınırları tecrübe etmez oluyorum. Bunu yaşadığımda, müthiş bir huzur kaplıyor içimi ve beni endişelendiren hiçbir olayın, kendi ölümümün bile bir önemi kalmıyor. Ve diğerleri de bu perspektife ulaştığında birbirimizle dost olur, kendimiz için istediğimiz şeyleri diğerleri için de ister ve yüce gönüllükle hareket ederiz. Dolayısıyla, bu yüce ve neşe dolu tecrübe bağlantı kurmaktan çok ayrıksılığın ortadan kalkmasından kaynaklanır. Bu nedenle arada bir fark var; sıcaklık ve güvenlik için birbirine sokulan insanlar ve aydınlanmış, neşe dolu bir Doğa ya da Tanrı görüşünü paylaşan insanlar arasındaki fark bu.” Sayfa 417


Zekası, yalnızlığı, bilinçli yalıtılmışlığıyla Spinoza, Rosenberg ve Hitler’in tam tersine onaya ihtiyacı olmadan varolmayı seçiyor. Biri fikirleriyle, yaşam şekliyle kendine zarar verip geleceğe ışık tutarken, diğerlerinin güç tutkusuyla tüm dünyaya verdikleri zararı düşünmeden edemiyorum nedense… 

8 yorum:

  1. Mine, sana özeniyorum.
    Şu aralar böyle bir kitaba konsantre olup okuma şansım yok ama o günler gelecek.
    Özakman kitapları da sırf bu sebeple bekliyor.
    Paylaşım için sağol.

    Bu arada bugünkü post ta sen varsın. Tekrar teşekkürler.

    Vefalı anne

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aaa merak ettim hemen bakmaya gidiyorum teşekkür ederim

      Sil
  2. sevgili mine,
    kitabı çıkar çıkmaz edinip okumuştum. zira i. yalom çok severim. (kendi alanım da psikoloji olduğundan ekstra değerli benim için.)
    ve fakat, maalesef, bu kitap bende çok iz bırakmadı. sanıyorum ki, kitapta çok fazla anlatım bozukluğu ve yazım hatası oluşuna takıldım biraz. yani çeviri ve basım ile ilgili de sıkıntı olduğundan çok keyifle okuyamamıştım.
    ama yine de, her zamanki gibi, insana ve döneme dair fazlasıyla bilgi veren değerli bir kitap.
    benim en sevdiğim kitab da "bugünü yaşama arzusu". seninki hangisi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nietzsche Ağladığında'yı okudum ilk ve bayılmıştım ama çok zaman geçti tekrar okumak istediklerimden ... Spinoza ve Nazi ideoloğunun Yahudilerden nefret etmesine rağmen Spinoza ikilemi çok değişik ve ilgi çekici benim için .... bu arada ben mi abartıyorum dedim hataları anlam kaymalarına bile yol açıyordu

      Sil
  3. Bende Yalom'u çok severim. Nietzsche Ağladığında'yı okuduğumda günlerce etkisinden çıkamadım. Yalom'un tüm kitaplarını okunmaya değerdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. özellikle konuyla ilgili olanlar için harika bence de ...

      Sil
  4. Irvin yalomu hem psikoloji alaninda yaptigi katkilardan dolayi hemde yazar olarak cok begenirim. Tum kitaplarini okudum ve arsivledim.
    Spinoza problemi ilk ciktiginda hemen turkceyr cevrilmesini bekleyemedim ve ingilizcesini aldom okudum . Bekledim turkceye cevrildi birde turkcesini aldim okudum. Cok begendigim bir kitap . Bana gore irvin yalom nietzsche agladiginda veya divan zamanindan bu zamana yazarligini da cok gelistirdi
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o zamandan bu yana neredeyse 20 yıl geçti. Hoşuma gidiyor sürekli kendiş geliştirmesi ve bunu uzmanlığının dışındaki konularda da yapabiliyor olması...Aklımda Varoluş ve Psikiyatriyi de okumak var kısmet diyeyim )

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...